Thursday, January 15, 2009

cem'den kapkek tarifi


12 ocak 2009, pazartesi
cem geçenlerde kapkek istemişti. bugün haftasonu etkisini gösteren soğukalgınlığını atlattığından emin olmak için yuvaya götürmedim. öğleden sonra kendi kapkekini kendisi yapmak üzere mutfaktaydı; un karışımı paketini makasla kesmekten fırını yakmaya her adımı kendisi yaptı. tarif ve altyazılar için fotoğraflar geçerken mausu yaklaştırın.

ek gıdalara geçtiğimiz zaman yemek konusunda müşkülpesent bir çocukla karşı karşıya olduğumu anlamıştım gerçi sadece anne sütüyle beslenirken bile prensipleri vardı cem'in: emerken kimse konuşmayacak, etrafta yürümeyecek, ben kımıldamıycam, mutlak sessizlik, cem süt içiyor, nefesler tutulacak yoksa ağlar, küser, emmeyi bırakır, birkaç saat boyunca da boykot, emzirmek mümkün değil, aç durur... şimdi kuralları yumuşadı belki ama yine yemeği tam istediği şekilde pişmiş olmalı; yemekte dereotu, maydonoz, hiçbi ota izin yok, biraz fazla pişmişse iptal edebilirsiniz o öğünü sonra baharat ayarı hep aynı olacak, tabağındaki soğuk olmayacak ama sıcak da olmayacak... ufacık bir ayrıntı yüzünden yemekten vazgeçebilir. yemeği gerçekten beğendiği bir gün "biliyorum bana bir yemeği beğendirmek zor ama bu güzel olmuş" dedi. durumun farkında ve geribildirimde kusur etmiyor neyse ki. madem bu kadar zor beğeniyor ve neyi beğeneceğini de iyi biliyor o zaman bu durumdan yararlanmanın bi yolunu bulmalı: cem'in ilerde mutfağı sevmesi, yemeğini istediği şekilde pişirmesi, farklı tarifler denemesi, kendi tariflerini yaratması, bize de tattırması için mutfağa alışması iyi olur, hem mutfak benim gibi tembel biri için bile eğlenceli bir yer. insanın her gün çok hevesli olmasa da, kendi yemeğini pişirmesi, yaratıcılığını harekete geçirmesi, evdekilerin karnını doyurması hatta sadece evi saran güzel kokular için bile mutfağa girmesi iyi bir şey. cem'i baştan sona kendi yapabileceği tarifler için sık sık mutfağa davet ediyorum; ben tarifi okuyorum, fotoyla ilgileniyorum, o malzemeleri hazırlayıp tarifi uyguluyor. kolay tarifler dedim. zor olursa cem kızıp bu işten temelli vazgeçebilir, bu işin aslında hiç de eğlenceli olmadığını sanabilir, devam etmesi için zorlanmaması daha doğrusu yılmaması gerekiyor; tarifler o ustalaştıkça zorlaşır. ne diyordum, son olarak pişenleri çizgi film izlerken yiyoruz, karşı komşumuz saadet teyze'ye, öğretmenine, misafirlere ikram ediyoruz.

12 comments:

umut said...

cem de siz de süpersiniz.. çevrem herşeyi sadece kendileri yapan ve çocuklarına hiç fırsat vermeyen annelerle dolu. tabi uyanık ufaklıklar bunu daha ilk günden keşfetmişler, anne babalarını köleleştirmişler:) bu yüzden ebeveylerin de çocukların da durumları çok vahim karşıdan bakınca.
bu arada bir şeyi merak ediyorum. cem blogu biliyor mu? orda nasıl büyüdüğünün anlatıldığını ve tanımadığı insanların küçüklükten beri onu tanıdığını? eğer biliyorsa, böyle bir durum nasıl bir hismiş bir çocuk için benim adıma sorar mısınız? hatta cemle bu minvalde bir ropörtaj yapıp yayınlar mısınız? okuması keyifli olur:) sevgiler...

ENERJİ said...

Cemin ellerine sağlık:)))

asliberry said...

Çok lezzetli görünüyorlar. Yumurtaları kabuklarını düşürmeden kırabiliyor mu? Ne kadar ciddi çalışıyor. Bayıldım.

asliberry said...

Yasemin bu fotoğrafları başka bir yerde, cd'de veya bir hafıza kartında saklıyorsun değil mi? Slide sitesi kapanır, kaybolur diye korkuyorum. Çok güzel anılar bunlar. Ve Cem'in hafızasına yer edecek çok mutlu anlar.

yasemin said...

umut sağol. cem blogu bilmiyor, sakladığımdan değil ama haberi olmadı bi şekilde. burası cem uyurken; o uyurken ya da yanımda yokken oldu her şey :) bilseydi de annesinin bi blogda ondan bahsetmesi şu anda çok bi şey farkettirmezdi onun için (diye tahmin ediyorum), daha büyük olsa yorum yapabilirdi herhalde...?? ama ne derdi... hiç düşünmemişim bunu :)

enerji sağol :)

aslı, evet kırıyor, çok titiz, kıramadığı zamanlarda yatıştırmak çok zor oluyordu, hiç hata yapmayacak. bunlar bana yabancı haller ama cem'e kimden geçtiğini iyi biliyorum :p içine kabuk düşmediği halde fotoda baksana düşmüş mü diye bakıcam derken kendisi kaba düşecek.

anılar konusu umarım dediğin gibi olur. benim için en önemli şey bu; hafızasında çocukluğundan kalan güzel hatıralar. evet, saklıyorum.

sufi said...

Küçük Ustaya Doğa'nın dostuna kocaman öpücükler bizden.Kız evi olarak kızımızın erkek arkadaşını merak ettik te......Sevgiler .

Anonymous said...

çok güzel yaaa, afiyet olsun.
usta aşçıya sevgiler...
şadan

yasemin said...

merhaba sufi.

şadan bekliyoruz, siz asıl bir de tadını görün.
aras'a selam.

Fortunata said...

kapkek yapan bir oğul, işte hayat budur:))

Girno said...

Çok güzelsin Cem ve annesi tabiki...
Slide işi çok hoşuma gitti, ben de hemen ekledim. Sizi takip etmek çok keyifli :)
Sevgiler...

Tarkan said...

ahahah :) çok tatlı. çok özlemişim sizi :))

yasemin said...

tarkan ben de sizi çok özledim. kafamda sık sık buluşma planları yapıyorum fakat ben bu kış çok sıkı bir kış uykusuna yattım, yeni yeni uyanıyorum. hatta hala uyanmamış bile olabilirim. (ilk defa festivale bilet almadım bu yıl.) kendime gelince uğrıycam veya karşıya gelicem, neydi o gittiğimiz yer, o günden beri burnumda tütüyor, lütfen bir daha gidelim, oturup patlayana kadar yemek istiyorum. mete'ye çok selam. görüşürüz.