Tuesday, January 11, 2011

doğum

dr. hakan çoker

"Bakın, doğuma müdahale ettiğiniz zaman doğumun kendi hormonlarını bozmaya başlıyorsunuz. Dahası kadın kendini hasta gibi görmeye başlıyor. İçinde patlayacak olan o kadın gücü de yarıya iniyor. Halbuki bizler biliriz ki en büyük zevkler, büyük mücadelelerden sonra kazanılan başarılarla gelir. Doğal doğumdan sonra kadına müthiş bir güç geliyor. O güçle zaten uykusuz gecelerde bile bebeğine bakabiliyor ama planlı sezaryenlerde bu söz konusu değil. Doğum açısından en kötüsü "planlı sezaryen". Gerçekten daha kötüsü yok. Bütün çocuk doktorları da planlı sezaryen sonrası çocuklarda meydana gelen akciğer problemlerini bilir, alerjileri bilir..." tamamı için TIK

arkası yarın

19 comments:

yasemin said...

eğer böyleyse çok ilginç gerçekten. hamileyken pek çok sorumu maille cevaplamıştı, kendisine sormak lazım, bir sorayım ben bunu.

ÇokBilmiş said...

Önceki yorumumda Dr. Kağan Kocatepe ile Dr. Hakan Çoker'i birbirine karıştırmışım. Özür diliyorum :)

yasemin said...

ah tamam ben de şok geçiriyordum tam :)

ÇokBilmiş said...

Zaten Ayşe Arman da yazısının sonunda: "Peki kadın doğumcuların eşlerinin çoğu neden sezeryanla doğuruyor" diye sormuş. İnsanın aklına bu soru geliyor ister istemez.
Bu arada her ne kadar adını karıştırmış olsam da Dr. Hakan Çoker'i hem dogaldodum sayfasindan hem de ssdv mail gurubundan ilgiyle takip ediyorum; verdiği tüm emeği de canı gönülden destekliyorum.

yasemin said...

evet, ben de hamileliğim sırasında her iki yerden de sürekli takip ettim, sitesindeki yazıları da okurdum. bugüne kadar bana doğum ve hamilelik konusunda duyduğum en doğru şeyleri söyleyen türk doktor ilan ediyorum kendisini :)

defneyleyasamak said...

yasemin, sözüm asla sana değil ama normal dogumu asla tercih etmemiş ve emzirme konusunda da çok çabalamamış bir anne olarak tüm bu okuduğum postlardan sonra sormadan edemiyorum: doğru olan bunlar ise, bana dair yanlış sayısı nedir?

yasemin said...

tuğba, sanırım türkiye'de yaşayan ve bu postu gören annelerin yarısından fazlası sezaryen ile doğum yapmıştır. ben dahil. 2 defa sezaryenle doğum yaptım. bence her ikisi de normal doğum olabilirdi, doğal doğum olabilirdi, olmadı. bunda, özellikle ilkinde benim payım büyük. uzun hikaye, kısa keseyim fakat her iki doğumumda da doğumun başlamasını bekledim, ilkinde sancılar başladıktan saatler sonra normal doğum için hastaneye giderken ikincisinde sezaryen olacağını bilerek gittim çünkü hamileyken değiştirdiğim 7 doktorun hemen hepsi (biri pek emin değil gibiydi ama sona gelince biliyordum ne diyeceğini!) bu doğumun ancak sezaryenle olabileceğini söylemişlerdi. sonuçta sorumuluğu üstleniyorum, yeterince çabalasaydım olabilirdi, buraya bu postları koyduğum günlerde, gördüğüm h. çoker hariç bütün doktorların söylediği "4 kilo üstü bebekle, sezaryen sonrası normal doğum olmaz" sözünü kabullendim ve gidip sez. ile doğum yaptım.

sonuçta amaç sezaryenle doğum yapanları ya da her ne sebeple olursa olsun emziremeyenleri kötü hissettirmek değil, biliyorsun. keşke doğum işi annelerimizin zamanındaki gibi olsaydı, sezaryen bir doğum şekliymiş gibi çoktan seçmeli bir şık olarak önümüze sunulmasaydı. hakan çoker'in çabaları, bu konu üzerine yazılanlar şimdiki/gelecekteki gebelere bir ışık olabilir diye düşünüyorum. her şeyin yolunda gittiği bir doğumda kadının edilgen olmaması gerekir. bu hem bebek hem de anne için en güzelidir. sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da. neden iyi olduğu bilinirse sez.-normal doğum oranları sez. aleyhine değişecek ve bu çok önemli. ilk doğumda anestezi nedeniyle çok kötü ataklar geçirdim, sonraki 2 yılda astımım kötüleşti ancak sonra toparlanabildim. cem de annesi astımlı bir bebek olarak alerjik bünyeli olmaya adaydı nitekim ilk yıllarında bronşiolit ve bilumum ciğer hassasiyetleri, çocukluk çağı astımı diyenler de oldu, yaşadı. bunları atlatabilmemizde ben emzirmenin faydası olduğuna çok inandım. bu yüzden de hayatın başladığı ilk günler, emzirme ve doğal doğum konusu çok ilgimi çekiyor ama işin ruhsal boutu da var. çok söyleyeceğim var ama rüya uyandı, yazamıyorum. son olarak amsterdam'daki arkadaşım türkiye'de yaşıyor olsaydı doğumunu kesinlikle sezaryenle yapacaktı fakat oradaydı ve ikizlerini normal doğumla dünyaya getirdi. demek ki yanlış ya da her neyse tamamen annelerde olamaz. ülkenin sağlık politikaları, doktorlar ve anneler hepimiz bunun parçasıyız. bebekler ve bizim için en güzeli (biz nasıl doğurmuş olursak olalım) eğer her şey normal seyrinde gidiyorsa doğal doğumdur.

Nihan said...

Yasemin,
Röportajı okudum ve normal dogum yapmış olmama rağmen, yaptıgım doğumun vajinal ama tam anlamıyla doğal olmadıgını anladım. Ve henüz hamile bile olmama ve halihazirdaki doktoruma derin bir gönül bağı ile bağlı olmama rağmen Hakan Bey'i dogum koçum ilan ettim. Dediği herseye sonuna kadar katiliyor, sezeryanin keyfi bir secim değil mecburiyet durumlarında başvurulması gereken bir son tercih olduğunu düşünüyorum. Hamile kaldığınız ve bebeği dünyaya getirmeye karar verdiginiz saniye bence hem normal dogum hem de emzirme konusunda, bir saglık sorunu soz konusu olmadıgı sürece, Bir tercih hakkiniz bence yok. Çok katiyim bu konuda, ancak elzem bir engel olmadıgı sürece ben başka bir seçenek göremiyorum.

Öykü said...

3 gündür Hakan Çoker'in doğum kursundayım.Ayrıntıları ayrıca yazıcam,fakat kendisi benim 'doğal' yolculuğumun başlangıcı olmuştur.Bundan bir sene önce falan,yani doğumumdan 3-4 ay sonra kendisini ilk kez gazetedeki bir röportajıyla tanımıştım.'Normal doğum dağ çileğiyse,sezaryen hormonlu çilektir.' diyordu.'Vay be,böyle doktorlar da varmış!' deyip ismini aklıma kazımıştım.Sonra internette onun isminin arkasına düşmemle önümde ne kapılar açıldı,ne kapılar...Bu sefer de ilk doğumumdaki cahilliğim,bilinçsizliğim ağır bir taş gibi iyice oturdu içime.Baş edemez hale geldim.Hatta bugün kendisinin İstanbul Doğum Akademisini birlikte kurduğu psikolog Neşe Karabekir'le bir görüşmem olacak,psikolojik yardım almak için.İnşallah her şeyi orada bırakıp çıkacağım bu akşam.:)

Fazla uzattım,her neyse (nerdeyse bloguma yazmayı planladığım gibi yazdım.:)
Yarın kadın doğumcuların eşleri niye sezaryen oluyor konuşulacakmış ya,şunu söylemek isterim:
İsterse dünyanın bütün doktorları en doğrusu sezaryen desin,isterse hepsinin eşleri sezaryen olsun,bu doğal doğumun en doğrusu olduğu gerçeğini değiştirmez ki.Tartışma konusu bile yapamaz!
Doktorlarla doğayı karşılaştırmak da neyin nesi???
Doğa, bütün doktorların üstündedir.
Doğa bütün tıbbi makalelerin de üstündedir.
Kısaca,doğa tıbbın üzerindedir.

Ama hala böylesine sığ bir mantığı şahane bir soruymuş gibi sorabiliyoruz ya karşımızdakine(bkz.röportaj),buna dayanamıyorum işte!

Anonymous said...

Bir gün doğurursam, ben de normal doğum yapmak, ıkınmak, ıkınmak ve ıkınmak istiyorum. Gerçi çok korkuyorum tabii, senelerdir aynı doktora giderim yine de jinekolog koltuğunda bile kasılıp kalıyorum. En son "Ben şu koltuğa bilee oturamazken nasıl doğuracağım yaa?" dedim.
Bütün yorumları dikkatle okuyup kendim de -biraz alakasız da olsa- bir yorum yazınca kendimi kadın kadına dertleşmiş ve rahatlamış hissettim valla.

Anonymous said...

Ayse Arman'i zaten sevmem.

Bu roportajda da, soru sorma sekilleri cok tarafli olmus. Kendini savunur, doktoru koseye sikistirir bir tarz sezinleniyor.

Cok rahatsizlik duyarak okudum. Fakat dogal dogum ile soylenen her seye katiliyorum.

yasemin said...

nihan selam, istanbul'da normal doğum başarıysa doğal doğum katmerli bir başarı. ilk hamileliğimde, epiduralsiz normal doğum istiyorum dediğimde şimdi yurtdışında olan, çok güvendiğim ve sevdiğim doktorum şaşırmış, epiduralsiz doğum ağrısız diş çekmek gibi bir şeydir; epidural dururken o kadar eziyetin bir anlamı olamaz demişti. diş bende bir fobi olduğu için çok feci tırsıp hemen "tamam o zaman" deyivermiştim halbuki içten içe bir bildiğim varmış. bünyemin her türlü anesteziye alerjisi varmış, o ilk (epiduralli sezaryen!) doğum sırasında öğrendim bunu.

doğal doğumu hatta normal doğumu bile istemek hiç yetmiyor, annenin çok bilinçli, donanımlı, hazırlıklı olması -ki sen öyleydin ona rağmen doğal olamamış- ve doktorun da annenin doğum isteğini anlayıp buna saygı duyması lazım. bizim doktorlarımız aynı biliyorsun :), ben kendisine normal doğumun çalıştığı hastanede yaptırıldığı şekilde olmaması gerektiğini söylediğimde "ya nasıl olacaktı?" diye sormuştu bana gülerek. ben de "şimdi benim bunu size anlatmam normal doğum bile yapmamış biri olarak pek yakışık almaz ama gelen her hamileye anında uyguladığınız damar yolu, lavman, nst, sırtüstü yatırma, epidural, suni sancı silsilesinin normal doğumla bir alakası yok. 9 aylık hamile kadınları üstelik suni sancıyla sırt üstü yatırmanız çok saçma. ben bu uygulamalarla ilkinde kıskıvrak bağlandığımı farkedince 21 saatlik normal seyrinde giden doğumumun sez. ile bitirilmesine izin verdim. sırtüstü yattıktan sonra sez. olsun bari demiştim ama bir hataymış." şeklinde cevap vermiştim. yine de 2. hamileliğimde en iyi anlaşabildiğim doktor o oldu :) başlayınca bitiremiyorum, çok var daha anlatılacak, yine gelirim ama kaçmam lazım şu anda :)

senem said...

En başta Kağan Kocatepe ile ilgili yorum merak ettim çünkü kendisi benim doktorumdu. Oldukça ilgili bir doktordu ve ben kendisiyle çok mutlu bir 9 aylık hamilelik yaşadım. Ama malesef beni doğal doğum için cesaretlendirmedi diyebilirim. İki ayrı doktor bebeğin göbek kordonu 3 cm. kenardan giriyor deyince birlikte planlı sezaryene karar verdik. Sonradan pişman oldum elbette. Sezaryen anne adına büyük zorluk, dikiş acılarıyla başetmeye çalışırken bir yandan da bebekle ilgilenmek, ona alışmaya çalışmak çok zor gerçekten. Ama şu da var ki sezaryen sonrası benim sütün hemen geldi, kızım şimdi 2.5 yaşında ve allerjik bir bünyesi kesinlikle yok, ciddi herhangi bir hastalığı olmadı bugüne dek. Demek istedğim bu kadar kesin konuşmak bence yanlış. Doğal doğumu sonuna kadar destekliyorum ve keşke ben de doğal doğum deneseydim diyorum hep ama planlı sezaryenin de bu yazıda bahsedildiği gii korkunç sonuçları olmadığını söylemek istiyorum. İnsanla ilgili durumlarda bu kadar rdikal cümleler ve kesin ifadeler kullanmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.

yasemin said...

anonymous, ayşe arman'ın röportajdaki üslubu benim de hoşuma gitmedi. bakalım yarınki bölümde nasıl konuşacak?

yasemin said...

müge iyi ettin konuşmaya katılmakla, umarım her şey kolayca ve dilediğin gibi olur, olmayınca insanın içinde uhde kalıyor, bende olduğu gibi. neyse, o zaman yine yazışırız :) ayrıca o koltukta kaskatı kesilmeyen kadın var mıdır ki :p

senem, kağan kocatepe'nin eşi iki doğumunu da planlı sez. ile yapmış sanırım, bundan bahsetmişti Çokbilmiş, isimler karışmış o sırada.

benim de sütüm her iki sez.den sonra hemen gelmişti. süt gelişi her zaman sorun olmayabiliyor sez. sonrasında. ancak alerji genlerimizde varsa sez. doğum sonrası ortaya çıkma ihtimali çok artıyor. bebek, bağışıklığı için çok gerekli olan yararlı bakterileri doğum kanalından çıkarak alamıyor çünkü. bu öylesine değil gerçekten çok önemli bir kayıp. cem'in benden ötürü genlerinde alerjiyi taşıyordu ve ameliyat sonrası ilk 1-2 senede bazı solunum yolu sıkıntıları yaşadık ikimiz de (benimki ameliyat ve anesteziden kaynaklandı). genlerimizde bulunan bazı hastalıkları ömür boyu hiç yaşamama şansımız var ancak ameliyatlar ve "olumsuz" yaşam koşulları nedeniyle hastalıklar ortaya çıkabiliyor. biz alerjik bünyeliydik sorun yaşadık, sizin gibi sorun yaşamayan şanslı bir grup da mutlaka vardır ama planlı sez. sonuçta bence hala sorunlu bir doğum şekli. benimkiler planlı değildi ama ben bu doğumların mutlaka sez. olmaları gerektiğine ikna olmadığım için kendiminkileri de sorunlu görüyorum. hele ilkinde bir komplikasyon riski de yoktu hastanedeki nöbetçi ekibin yaklaşımı ve bana hiç sormadan yaptıkları uygulamalar nedeniyle vazgeçtim en doğal hakkımdan. of ne kadar bahsetmek istemesem de dönüp dolaşıp oraya geliyorum. sonuç olarak, rüya'nın doktoru da söyledi, sezaryen bu ihtimalleri arttırıyor. bu nedenle ve daha başka birçok nedenden dolayı gereksiz yere çok yaygınlaşmış olan keyfi, randevulu sezaryenden kötüsü yok demiş h.çoker.

yaban said...

dogal dogum ne, normal dogum ne? ikisi ayni sey demek degil mi? bir de roportaja bakayim, belki oradadır cevabi..

yasemin said...

öykü, keşke ben de katılsaydım bu kursa. bundan 4-5 ay önce katılabilirdim :( defalarca da yazıştım hakan çoker'le ama katılmadım. bebeğim normalden 3-4 hafta büyük görünüyordu, ilk doğumum sezaryen, 4 kilo üstü doğacaktı, öyle de oldu. gittiğim 7 farklı doktor normal doğumun çok riskli olacağını söyledi. ben de artık buna ikna olmuştum böylece kursa gitmedim. yazacaklarını merakla bekliyorum.

yasemin said...

yaban, doğal doğum da normal doğum fakat doğal doğumda dışardan yapılan müdahalelere yer yok. yani ağrı kesiciler, lavman, suni sancı vs. sana verdiğim kitapta da göreceksin doğal doğum, her şey yolunda gittiği sürece her şeyin akışına bırakıldığı doğum, doğumu hızlandırmak için oksitosin verilmiyor, anne sancılarını yatağa ve nstye bağlı oalrka değil de yürüyerek, çömelerek çekebiliyor vs. hakan çoker'in sitesine bir göz at istersen: http://www.dogaldogum.com/

julyasia said...

epiduralsiz normal doğum yaptım. sütüm 4 gün sonra geldi ve kızım alerjik bir bünyeye sahip. allahım benim suçum ne demek istiyorum :))