Wednesday, January 5, 2011

haftasonu :: frida kahlo & robinson crusoe

pera müzesi'nde 23 aralık'ta başlayan frida kahlo sergisine, serginin ilk haftasonu, 26 aralık pazar günü gittik. ben bu tür sergileri ya kaçırırım ya da ancak son günlerinde yakalarım. bu kez rüya'yı götüreceğim ilk serginin frida kahlo olmasının heyecanıyla ilk günlerinde gitmeyi başardım umarım bitmeden bir daha, bu kez tek başıma gitme fırsatını bulabilirim. rüya frida'nın renklerini gördü görmesine ama bunu hiç hatırlamayacak. cem ise salona adım attığımız anda, hemen sıkıldığı zamanlarda hissettiği topuk ağrısını öne sürdü. onu bir şekilde savuşturdum ardından çişim geldi dedi, tuvalete gidip salona geri döndük, döndükten 5 dakika sonra kaka deyince cem'in sergiye ilgisini çekmek için bir şeyler yapmam gerektiğini anladım. bunun için lise yıllarında okuduğum frida kitabından (kitabı okuduğum günlerde frida'nın bazı resimlerini bir gün yakından göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi) ve yıllar önce izlediğim frida filminden aklımda kalanları cem'e anlatmaya başladım. en çok ilgisini çekecek olandan başladım, trafik kazasından ve frida kahlo'nun bu yüzden geçirdiği sayısız ameliyattan. bazı tablolarında kazanın izleri görülebiliyordu, onları gösterdim. diego'yla olan evliliği, aşkı derken cem tablolara ilgiyle bakmaya başladı, salonda geçirdiğimiz sürenin bir kısmında da sevdiği tabloların ve bizim (flaşsız) fotoğraflarımızı çekti.


bir arkadaşım cem'den bir yaş büyük oğlunun farklı bir sergiyi kulaklıklarla gezdiğini, sergiyi dinleyerek gezmenin de çocuklar için ilgi çekici bir yöntem olduğunu anlattı. bir dahaki sefere bunu denemeyi düşünüyorum. aslında bir kez daha gidebilirsem sergiyi ben de kulaklıkla gezeceğim.

cem'in topuk ağrısını ve kaka meselesini unuttuğunu görünce üst kattaki çarlık rusyası'ndan sahneler sergisini de gezdik. gitmişken mutlaka görülmesi gereken bir sergi.




müzede sergiyle ilgili olarak 6-7 ve 8-12 yaş arası çocukların katılabileceği eğitim programları var. TIK




sergi çıkışı istiklal caddesi'nde biraz yürüdük. sokak çalgıcılarını dinledik, dondurma yedik, robinson crusoe'da epey vakit geçirdik, cem bu kitabı aldı. güzel bir pazar günüydü.

7 comments:

Burcu Çalışkan said...

minikler bile ziyaret ediyor ben hala vakit bulup gidemedim. kitabı ve filminden çok etkilenmiştim bende

Isil Simsek said...

ne guzel bir gun gecirmissiniz :)Robinson Crusoe'nun cocuk bolumunu ne guzel yapmislar,merdivenin ucundan alip duzgun raflara yerlestirmisler.

Isil Simsek said...

bu arada yazmayi unutmusum Ruya'cigi slingin icinde uyurken gormek icimi isitti.Derin'in de kirmizi kapsonlu bir ceketi vardi,onu hatirladim :)

Deli Anne said...

Çok pis gıpta ettim Yasemin! sen düşün gayri gerisini.. Kulaklıkla gezme fikri sahiden de işe yarıyor, Selim de Mevlana müzesini gezerken çok hoşlanmıştı o işten... Çarlık Rusya'sı bilhassa ilgimi çekti.. gözümde büyütmeyip gitmeye cesaret etmeli.

yasemin said...

burcu, daha yeni başladı sanırım mart ortalarına kadar da sürecek. biz biraz acele ettik :-)

ışıl, slingi neredeyse her kullanışımda senin için dua ediyorum, çok alıştık. öykü sağolsun ergo'sunu yolladı, o gün yanımıza almıştık, artık daha rahat olacağını bilmeme rağmen halen ergo'ya geçemedim. ve bir şey daha: kullanmadan önce bir kez yıkamıştım, hala 2. kez yıkayamadım, süt lekeleri vs. dolanıyoruz öyle ortalıkta. kuruma süresi kadar uzak kalacak durumumuz yok slingden :)

deli anne gidebilirsin :-) ben o gün tam 10 dakika içinde karar verip çıktım evden. iyi ki de çıkmışım, hepimiz için iyi oldu. not: pera müzesi kafesi'nde bez değiştirebilirsin ve emzirebilirsin ;)

esra said...

selamlar,
ne kadar tatlı, sakin bir blogunuz var. dün frida'yla ilgili bir şeyler yazarken, çok tesadüfen karşılaştım. daha önceden görmediğime hayıflandım. bir de cem'in, oğlumun şu an devam ettiği yuvadan mezun olduğunu görünce şaşırdım. yuva bittiğinde ingilizceleri ne durumda oluyor, merak ettim. bu konuda beni aydınlatabilirseniz sevinirim. sağlıcakla kalın.

yasemin said...

teşekkürler canko and co. :)

cem 2 sene devam etti, yuva bittiğinde günlük konuşmaları anlar duruma gelmişti. sorulara kısa cevaplar da verebiliyordu.

sevgilerimle