Monday, December 12, 2011

bizim sokağın kedisi


bir ay sonra 8,5 yıldır oturduğumuz bu evden taşınacağız. taşınacağımız kesinleştiğinden bu yana her sokağa çıkışımda, sadece iki koltuğumuz ve 1 yaşındaki kedimiz irmik ile, henüz 8 aylık evliyken geldiğimiz bu sokağa alıcı gözle bakmaya çalışıyorum. bu sokakta en çok neyi sevdim? yürürken ve sokaktan uzaklaşırken bu mahalleyi, sonra semti yeniden düşünüyorum. buradan ayrılırken en çok neyi geride bırakacağım için üzüleceğim?

2003 yılının mayıs ayında gelmiştik. bu kediyi ilk defa yine bu kutunun dibinde görmüştüm. annesine sokulmuş kardeşleri ile birlikte uyuyordu. anneleri bana çok mutlu görünmüştü. her çıkışımda yanlarına çömelir, uzun uzun izlerdim tatlı kedi ailesini. onlara bakmak huzur verirdi. bu kedi kardeşlerinden de, annesinden de farklıydı, hepsinden daha güzeldi. bugün sağa sola seğirten rüya'ya bakmaktan pek doğru düzgün çekemedim fotosunu, çok güzeldir hakikaten. şimdi neredeyse 9 yaşında, yeni farkına varıyorum bunun. yaşını başını almış, olgun bir kedi artık ama ben onu ilk bebekken gördüm ya, hala küçük bir çocuk gibi benim için. sanki aradan onca yıl geçmemiş gibi.

onları besleyen ve dükkanını her daim hizmetlerine sunan ahbabımız, kedi dostu emlakçı güldal hanım ile konuştuk bugün, annesi evvelsi sene bir gitmiş, bir daha da dönmemiş. herhalde öldü dediler. kardeşleri derseniz, onlar daha tam büyüyemeden ortalıktan kayboldular sanırım birini veya ikisini komşular almıştı. şansa bakın ki, benim en sevdiğim, bugüne kadar burda kaldı, kendine iyi baktı. güldal hanım anneye düşkündü, yine "o farklıydı, hepsinden güzeldi" dedi, o sırada benim bu isimsiz kedi etrafımda dolanıyordu, bir şey demedim. görenler şaşırdı, "hiç kendini sevdirmez aslında, bak nasıl yanaşıyor, sürtünüyor şimdi sana" dediler. evet, sevdirmez, pek dokundurtmaz, mesafelidir; canı isterse, o da 40 yılda bir, o gelip sizi sever böyle. belki de anlamıştır gitmek üzere olduğumuzu. kedilerden bir şey kaçmaz.

kaç yıldır evden çıktığım gibi onu görmeye nasıl alışmışım. zamanla haziran ayı gelince sokağı saran ıhlamur kokusu gibi özlenecek bir şeyler daha çıkar mutlaka ama gidince ben en çok sokağın sakini, apartmanın karşısındaki köşenin müdavimi bu kediyi özleyeceğim.

4 comments:

Anonymous said...

Bu yazı benim o kadar çok hoşuma gitti ki, anlatamam. Bu arada benim de sokakta sevdiğim bir kedi var, ben de onu Sokak Kızı İrmik diye seviyorum. Yeni evinizde, sokağınızda her şey eskisinden de güzel olur umarım.

Nihal said...

hmm Göztepe civarındaki bir kediye benziyor bu:)

yasemin said...

müge, bunu duyduğuma çok sevindim.
güzel dileklerin için de teşekkürler.

eh, yaklaştın sayılır nihal :)

Selen said...

Bu yazıyı okuyunca benim de aklıma kuzenimin beslediği sokak kedisi geldi. Tombulca, yavruları olan bir dişi tekir kediydi. O yüzden kuzenim adını "Büyük Nimet" koymuştu. Hala hatırladıkça gülerim. :D