Sunday, May 13, 2012

nar

çocuklar uykuda, onur final four'da; ne izleyeceğime dair uzun süren kararsızlıktan sonra ümit ünal'ın nar filmini koydum. iyi başladı film, daha başındayım. şu birkaç cümleyi buraya eklemek için filmi durdurdum şimdi.

"Dünyanın en zor işleri, en basit işlerdir. Kahve kaynatmak ne ki, ama bir ayarı var. Kahveyi az koyarsan falın çıkmaz, fazla koyarsan bahtını kapatır. Her şeyin bir ölçüsü var. Ama milim milim."
*

filmin jehan barbur'un diğer şarkılarını merak ettiren jenerik şarkısı ve klibi:

13 comments:

Anonymous said...

Aaa, dün bunu izlemeyi düşündüm sonra On Bire On Kala'yı izledim. Yalnız onu tavsiye etmem. :)

yasemin said...

müge ben izlemiştim, beğenmiştim o filmi:

http://cemuyurken.blogspot.com/search?q=11%27e+10+kala

nar da güzeldi. türk filmlerinden konuşuyoruz hazır, cmt. de vizyonda can'ı izledim, sıkılmadan izlediysem de tavsiye etmiyorum :)

bir de siz nerden alıyorsunuz filmleri biz avrupa yakasına taşındık ya, hala the end'den kopamadık; oraya da eskisi kadar sık gidemiyoruz. cem'in okulun orda bir yer var ama arşivi kısıtlı vs. kısacası görüntü kalitesi ve altyazısı düzgün film alacak yer arıyorum bu yakada.

Nihal said...

yasemin yorumu okuyunca bir yer tavsiye etmek istedim. Beşiktaş çarşıda Sultanahmet Köftecisi sokağına gir ilk sağa dön soldaki ilk yer adını unuttum:)Arşivi çok geniş, görüntü kalitesi çok çok iyi gerçekten daha iyisini görmedim şu ana kadar. İlgilenen adam çok komik, şiir gibi konuşuyor. Gittiğinde adamı direk tanıyacak ve beni çok iyi anlayacaksın.

Anonymous said...

Biz burada Cihangir'de bir dükkandan alıyoruz. Anılı Film mi neydi adı. (Evet, ben o espriyi sık sık yapıyorum.) Dükkan, Cihangir Migros'un yanında, köşede.

yasemin said...

hangi espriyi müge, anlayamadım ben, "tavsiye etmiyorum" mu? oysa, bana da kolay geldi öyle demek, beğendim, beğenmedim deyip durmaktan kurtarıyor insanı.

nihal sağol. beşiktaş'ta sultanahmet köftecisi'ni bilemedim, beşiktaş'taki köfteciler değil, di mi? burası bana uygun, gidince arıycam.

Nihal said...

yasemin, define büfe'yi biliyormusun? onun sokağından gir yukarı kahve dünyasına doğru. Hemen ilk sağdan sap , soldaki yer. üst kata çıkacaksın - korsan ya :) 7-8 hasan paşa'yı biliyormusun?

Anonymous said...

Anılı Film deyince, benim aklıma konulu p.orno geliyor. Onu demek istemiştim, istersen sil bu yorumu sonra.

yasemin said...

tabi tabi biliyorum ikisini de, f.yolu'ndan önce beşiktaş'ta oturdum :) detaylı tarif için teşekkürler nihal, not ediyorum. ilk fırsatta bulucam burayı.

Margot said...

Ben Nar'ı beyoğlu yeşilçam sinemasında çay içerek izlemiştim. sanırım filmle ilgili beklentilerimi yüksek tutmuşum, benim için biraz hayal kırıklığı olmuştu. özellikle sona doğru artan kör gözüme parmağım mesaj kaygısı beni rahatsız etti. Evet evet herkes herkesin yerinde olabilir, evet bu okumuş (!) evlerine temizliğe gelen sen de olabilirdin... yok öğreten adam tarzını sevmiyorum sinemada, ne yalan söyliyim.

yasemin said...

margot filmin sonu beni de şaşırttı. sonuna kadar filmi beğenerek gelmiştim ama sonda kızın falcı kılığında eve gelişi bana filme yapılmış bir yama gibi geldi. sanırım rüya içinde rüya gibi bir durumdu oradaki ama bana anlamsız geldi.

yasemin said...

ben oradaki mesajı da almadım doğrusu; direkt yamaya benzettim kızın o dönüşünü :p

Margot said...

O son sahnenin bir yama durumu bence de kesinlikle var. Benim mesaj kaygısı sıkıntımsa o sahneden önce başlıyor, hani tam doktor hanımın gelmesiyle diyelim. Kadın geliyor ve bombardıman başlıyor. Özellikle o sevgilisiyle olan kavga sahnesindeki tiradı hatırlıyor musun? Kötü bir tiyatro oyunundan yamanmış gibi o da. Yani derdini biraz daha "ince" bir marifetle anlatmalıydı bence yönetmen. Filmin sonunu kaba buldum. Ayrıca Serra Yılmaz'ı da nedense bu filmde yanlış kast olarak görüyorum :) Kadınceğiz hep aynı metodla neredeyse aynı kişiyi oynuyor gibi geldi bana.
Neyse bu filmle ilgili şirretliklerim bu kadar sanırım ;))

yasemin said...

doğru sahiden. idil fırat (ben o kadını hiç oyuncu olarak göremiyorum ya.. hiçbir role yakıştıramıyorum?) orada epey uzattı lafı artık konuşma bir makaleye dönüştü neredeyse. gerçi ben o bölümde onu dinlerken biraz kendimden geçmiştim, biraz uzadığını farkedince ne oluyoruz diye sorayazdım :p

serra yılmaz konusunda da haklısın. onu orada görmekten memnundum ama bilge kadın=bilge roller durumu var biraz.

margot şirretlik iyi bir şey, bak ne güzel filmi delik deşik ettik. çok hoşuma gitti valla :) selamlar.