Monday, November 23, 2009

son bahar


bugün yuvadan eve doğru yürürken çektiğimiz fotolara bakarken, seneye bu zamanlar okula başlamış olacağını, büyük ihtimalle servise binmeye başlayacağını, o zaman bu yılın, seninle mevsimlerin izini sürdüğümüz okul yolculuklarının son yılı olduğunu düşündüm. bu hazırlık yılını da kendimize ayırdığımız iyi oldu. bir yıl bir yıldır, bir okulun hazırlık sınıfına gideceğine anaokuluna devam ediyorsun. oyuna devam.

seneye bu zamanlar belki okumayı sökmüş olacaksın; servis beklemeye, ödev yapmaya, bir okulun koridorlarında yürümeye başlayacaksın. buraya foto yükleyip altına kısa notlar düşmeye başladığımda 13 aylıktın, yürümeye başlayalı sadece 1,5 ay olmuştu. o günlere dair notları kaldırıp sakladım, istediğin zaman açıp bakabilirsin. zaman, parklarda, sahilde, yuvanın bahçesinde ve evde hızla geçip gitti. sen yürümeyi, koşmayı, yüzmeyi, tramplenden atlamayı, sırasıyla üç, dört ve iki tekerlekli bisikletlere ve skutıra binmeyi, çamurlu ayakkabılarını temizlemeyi, topa vurmayı, fotoğraf çekmeyi, çöpü kapının dışına çıkarmayı, beklemeyi, oynadığımız her bellek oyununda bizi yenmeyi öğrendin. ben araba kullanmayı, yoğurt mayalamayı, ekmek yapmayı, başka annelerle okul bahçelerinde, blog komentlerinde, parklardaki banklarda tanışıp sohbet etmeyi ve zar zor da olsa veli olmayı öğrendim.

önümüzdeki yıl çocukluğunun ilk perdesi (parklar ve bahçeler maslahatgüzarlığı) kapanacak ve 2. perde açılacak: okul.

16 comments:

Anonymous said...

En basindan beri bu blogu okuyorum (arsivde olmayan eski sayilar doneminden beri). Zaman ne cabuk gecmis, neredeyse 5 senedir araliksiz Cem'i ve sizi takip etmisim. (Tez yaziyorum simdi, doktoranin en basindayken en sevdigim procrastination olayiydi blog okumak, simdi de oyle). Sevgiler.

Fulya

Nihal said...

Ben yenilerdenim.
Ve yakın hissedenlerdenim...
Nihal

yaban said...

milleti askerlikten sogutma gibi cocuklari da okuldan sogutma diye bir suc olabilir mi acaba? bisey degil cem, sendeki bu olumsuz havayi sezip de okula karsi cok onyargili gitmesin.

Anonymous said...

ben de uzunca bir zamadır okuyorum. cem elimizde büyüdü :) sizi okurken çocuk sahibi olmaya özenip,akademik hayat müsade etse de bir çocuk sahibi olsam diye hayal kuruyordum. şimdi iki aylık kızımla sizin cem'le yaptıklarınızı yapma hayali kuruyorum (en çok da kitapçıları gezmenin hayalini)
blogunuz sayesinde kızım henüz doğmadan kitaplığına bir kaç güzel kitap girmişti bile.oliver jeffers'ın 'the way back home', 'lost and found'ı gibi.bu arada 'the great paper caper' da muhteşem bir kitap.
özden

yasemin said...

fulya, özden çok mutlu oldum bu kadar eskileri bildiğinizi duyunca.
özden demek kızın oldu :)
o kitabı buralarda bulamadım ben, bulduklarıma şükrediyorum :)

yaban, suç mu? olabilir tabiy, ülkemizde her şey mümkün. bizim evin dibindeki okulda geçen pzt. istiklal marşı 2 kez söyletildi, andımız da. müdür "siz daha uyanamamışsınız hadi bakalım baştan alacağız" diye haykırttı çocukları sabah ayazında. saçımı başımı yoldum burda (cem uykudaydı:).

şimdilik yok bi soğukluk ama okuldan soğuması için cem'in bana ihtiyacı var mı ki? yoksa bende mi bi gariplik var? neyse göreceğiz, fazla kalmadı. okul-eğitim konularında ileri geri konuşmuyorum yanında, herkes kendi fikrini oluştursun bakalım. hissederse de hissedecek, yapılacak bi şey yok, 20 yıllık okul hayatından sonra artık benim hissiyatımı değiştirecek bi gelişme zor olur :)

yaban said...

yav ben de hayirla anmiyorum okul yasantimi, en azindan %75'ini..
sadece cem senden olumsuz etkilenip okuldan sogumasin diye dedim, bu defa da onun icin zor olur.. tamamen notr davranmaya calismalisin, zor is ebeveynlik,,

yasemin said...

anladım. doğru, daha okula başlamadan girdim bunalıma. cem'in yanında okul konusu etmesem de çocuklar her şeyi konuşmaya gerek duymadan anladıkları için demiştim yapılacak bi şey yok diye. saklama şansın pek olmuyor, hissediyorlar hemen.

bu arada bugün öğretmenler günü kutlaması yapıldı bizim burdaki okulda, ah bi duysaydınız konuşmaları. bu kadar sığ olmak zorunda mı, bilmiyorum, belki de bir okulun dibinde oturmamalıyım ben :) taşınayım en iyisi burdan :p

özden said...

daha geçenlerde yahu cem ne kadar büyüdü diye düşünmüştüm. zaman ne kadar çabuk geçiyor. sanal olarak tanıdığım cem'in bebeklikten çocukluğa geçişine şahit oldum. garip di mi :) düğününe davetiye gönderirsiniz artık :) bir ara fırsat bulunca arşive dalıp, ilk hangi yazınızla başlamışım ona bakıcam.
'the great paper caper'ı amazondan istedim ben de. daha buralara gelmemiştir.

özden said...

sanırım ilk okuduğum yazı açık radyoda sizin adınızı anan bir programdan bahsettiğiniz yazıydı. o da arşivde yok galiba. bu arada eskilere bakınca, baya uzun zamandır okuyormuşum ben sizi. yıllar geçmiş farkında değilmişim :)

yasemin said...

düğünü de burdan duyururuz :) ben de şaşırdım aslında o kadar zamandır okuduğunuzu duyunca. çok da sevindim.
evet, açık radyo'da naim dilmener'in programiydi :) o yazi yok ama acik radyo'nun web istesindeki bir röportajda bahsetmiş yine aynı dönemlerde bizden:
http://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=prn&aid=15005

sevgiler

özden said...

ben bu hitap meselelerinde hep biraz ne diyeceğimi şaşırırım. karşımdakinin de ayarını bozarım. bana sen derken (ki öylesi daha güzel bence) bu yorumda size dönmüşsün mesela :)şimdi, cem'in düğününe gelecek kadar yakın olduğuma göre ikinci tekil kişiye geçiyim dedim :)

yasemin said...

özden, iyi fikir ;) ben hep sen deme eğilimindeyimdir ama geçen mesajda o kadar zamandır okuduğunuzu derken hem bana siz demenden, hem de seninle birlikte fulya'nın da eski takipçi olmasından hareket etmiştim :)
bir de yasemin hanım dendiği zaman mesela gerçekten çok garip hissediyorum kendimi, çok tumturaklı geliyor. neyse ki çevremde bana hanım diyen bir kişi bile yok yoksa ne yapardım bilmiyorum :-)

Ayşe Nil said...

Ah Yasemin, öyle bir damarıma bastın ki. Derin şanslı zira tesadüfi pasaportu sayesinde "keşke tekrar çocuk olsam da bir de bu okulda okusam" dedirten bir okula kayıt olabildi. Kızım, Ela, İstanbul,da doğdu ve ne yazık ki oğlumun okuluna gidemeyecek. Derin'in okulu hayal ürünü gibi birşey. Keşke öyle bir "yerli" okul mümkün olabilse.. o zaman değil Cem'i yollamak benim gibi her köşesinden veli olarak bile katılımcı ruhunu kazıyıp bulurdun :)

yasemin said...

merhaba ayşe,

iyi ki yazdin :) ben de bayramdan sonra size bi uğrasam diye geçirmiştim dün aklımdan. mailleşip bir gün kararlaştıralım mı?

Ayşe Nil said...

Ne güzel olur :) Çay-kahve içer Turk eğitim sistemini yereriz.. Sen geçebileceğin uygun bir gün düşün zira karşıdan gelen sensin. Ben uyarım.

yasemin said...

ayşe, mail attım sana bugün.
görüşmek üzere.