Monday, September 3, 2012

her çocuk bir gün kendi kendine uyumayı öğrenir

"...

Bebeğin kendi kendine uykuya dalma halini bir bağımsızlık hareketi olarak göremeyiz. Hayat boyu kendine yetme ve özgüven onu seven annesinin kolları olmadan uykuya dalmak değil. Her çocuk bir süreçte kendi kendine uykuya girmeyi öğrenecek. Üzücü olan ebeveynlerin bunu bebeğin erken yapmayı öğrenmesinin bir bağımsızlık, bir kendine yetme göstergesi olarak görmesi. Bunların hiçbirinin bilimsel bir temeli yok. Biberonla (yüksek kalori) beslenen çocuklarla yapılan araştırmalar temel alınarak sonuca varıldığı için bütün gece uyuyan bebeklerin normal sayıldığı bir kültürde yaşadığımızı unutmayalım.
...

Benim bebeğim sabaha kadar deliksiz uyudu cümlesini kurmak neden bu kadar önemli. Hatta bu Batılı ülkelerde bir takıntıya dönüştü. Sabaha kadar uyuyan bebek inek sütü, biberon, mama ile beslenerek yalnız uyumaya bırakılan bebeğin ulaştığı bir yer.  Hiçbir çocuğun çözülecek bir uyku sorunu yok. Bizlerin “uyku eğitimi” odaklı düşüncelerimizden gelen bir sorunumuz var. Bebeğin bağışıklık sistemi, beynin gelişimi, stres regülasyonu vs sık emzirme ile ve anneye yakınlıkla gelişiyor.
Bir sorun kendinize, doğa hata mı yaptı? Neden benim sütümü inek ya da aslanınki gibi yüksek kalorili yapmadı ki bebeğim daha uzun uyusun? Bir cevap bulabildiniz mi?
...

Beyin başka bir beyin ile olan iletişimi ile gelişiyor, bağımlılık ilerde bağımsızlığı getiriyor. Çocuklarımıza yürüme, konuşma eğitimi vermiyoruz. Sadece bunları en iyi destekleyecek ortamı yaratıyoruz. Bağımlılık ilerde bağımlılığa eğer biz onlar hazır olduklarında kendi yataklarına, kendi odalarına, kendi yaşamlarına gitmelerine izin vermezsek neden oluyor.  Bu da başka bir yazının konusu."

psikolog nilüfer devecigil'in yazısının tamamı

*


13 comments:

polente said...

Uyku eğitimi diye bir şey yok gerçekten, çocuğun/bebeğin uyumak istemesi ya da istememesi var. Nasıl ki biz bazen erken yatmak bazen de geç yatmak istiyorsak onlar için de durum aynı. Bazı sabahlar midemiz ezilerek uyanıp hızla bir şeyler atıştırmak istememizle de aynı.
Ana sorun ağırlıklı olarak annenin gün boyu çocukla ilgilenmekten sonra takatinin kalmaması ve "artık uyusa da ben de bir nefes alsam" hissiyatında. Bu takıntı nedeniyle olabilecek en hızlı şekilde bebeği yatağa göndermek istiyoruz, yalan değil ben de istiyorum nerdeyse her gece hem de. Ama takıntı yapmayı bıraktım, emzirmeyi de bıraktım. Ve muhtemelen şanslı azınlıktan olduğumdan Ömer kesintisiz 10 saat kadar uyumaya başladı, 17. ayda.
Özel bir çaba, eğitim vs yok, zorlama yatağa itekleme de yok, çok katı bir rutin de yok. Olabiliyor. Ve umarım bir kaç ay sonra bu sözlerimi yutmam :)

Anonymous said...

yasemin ne kadar özlemişim seni :)rüya 8 aylıkken filan varlığından haberdar olmuştum rüya'nın, ama yazamamıştım sana -ne ara hamile kaldın da ne ara doğdu da ne ara 8 aylık oldu diye- :) ara ara bakıyorum buraya her zamanki gibi zevkle okuyorum her ne yazıyorsan. sadece bir merhaba demek istedim. öperim hepinizi :)

vildan
defne ve çınar'ın annesi

Kuskus said...

bu yazı ufkumu açtı, henüz anne değilim ama hep ayrı yatmalı, bağımsız olmalı kafasındaymışım; okuyunca farkettim. blogu çok seviyorum, ilk yazıdan itibaren okumaya başladım, nisan 2012'deyim. bu da ilk merhabam :)

canan said...

bu yazı çok iyi geldi bana. paylaştığın için teşekkürler.

fasulyeden haberler said...

ogrenır de ne zaman ogrenır? 17 ay oldu...
saka yapıyorum tabı...bu yazı umut verdı bana. ve kesınlıkle katılıyorum. onların ıstedıgı gıbı gelisiyor bazi seyler.
sevgıler selamlar...

yeliz said...

güzel paylaşım için teşekkürler.
öyle at gözlükleri ile bakıyoruz ki bazen, insan yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyuyor.

asliberry said...

Ben Nil Gün'ün yazdıklarını takip ediyordum ama Nilüfer Devecigil'i yazdıklarına bakmamıştım hiç. Yasemin iyi ki varsın. Senin bloga bakmadan gün geçirmiyorum biliyor musun? En yoğun günümde bile alışkanlığımsın. Zaten hiçbir blogu takip edemiyorum artık. Bunca yoğunlukta vaktim var mı? Var ama sana kadar:)

the queen said...

Ben Efe'yi 8 ay hamakta uyuttuktan sonra, artik hamagina sigmayinca kendi yatagina gecirdim veeee evet uyku egitimi verdim. Soole ki eger istikrarli ( 1 hafta) olabilirseniz ve cocugunuzun karakteri uygunsa uyku egitimini tavsiye ederim. Uyku egitimi derken: cocugun kendi kendine uykuya dalmasina ve gece uyaninca tekrar ve hizli bi sekilde uykuya donmesine yardimci olmaktan bahsediyorum. Aslinda opup koklayip odasindan cikinca cocuga da her insanin ihtiyac duydugu kendi kendiyle kalma, hayal kurma, kafasini dinleme firsati vermis oluyosun. Bastaki 1 haftalik surec de aglamiyo mu agliyo, ama zinhar tiksirincaya kadar aglasin deyip birakmiyosun, gelgitler basta cok sik ama gittikce azaliyor. Bu konuda ' gece boyunca uyumak' diye bir kitaptan etkilendigimi de yazayim. Herkese deliksiz uykular, tatli ruyalar...

yasemin said...

şebnem, benim uyku eğitiminden anladığım zorlayıcı yöntemler. çocuğun maruz kaldığı şeyden hoşlanmadığını anne baba anlar. insanların sırf kendi konforları için "deliksiz uyumadığı için kaliteli dinlenemiyor", "kesintisiz uyumazsa nasıl büyür?" gibi kandırmacalarla çocukları zorlamaları, odaya bırakıp kusturana kadar ağlatmaları, çocuk odada uyumayı sözümona öğrenene kadar ağlarken kendileri başka odada ağlamaları vs. bunları çok gördüm ben çevremde. deliksiz uyumayan çocuk büyüyor arkadaşlar, gecede 10 kere kalksa da büyüyor. belli bir yaştan önce vursun kafayı sabaha kadar uyusun yoksa büyümez, dinlenemez diye bir şey yok. ah sizinki uyuyor mu, şanslısınız. uyumuyor mu siz bir şeyleri yanlış ya da eksik yapmadınız, biraz daha beklemeniz gerekiyor. o kadar.

cem 7 ay itibariyle kendi kendine uyuyabiliyordu. odasına bırakırdım kendi kendine konuşarak dalardı. her seferinde değilse de giderek artan bir ivmeyle uyumayı öğrenmeye 7 aydan itibaren böyle başlamıştı. rüya henüz bunu yapamıyor. ben ikisine de aynı yaklaşıyorum biri uyuyordu diğeri 2 yaşında hala benim yardımıma muhtaç. yani her şey bizim kontrolümüzde değil. olmuyorsa illa da bir hatamız, eksiğimiz var demek değil... her çocuk farklı. efe'de işleyen yöntem pek çok çocukta işlemezdi. cem'dekinin rüya'da işlemediği gibi. çocuğu üzmeden denemek lazım, olmuyorsa zorlamadan bırakmak gerektiğini düşünüyorum yoksa yapılan dayatmacılığa giriyor. bizim kültürde insan kendi çocuğuna onun iyiliği için gerekli olan neyse onu dayatabilir diye bir inanış var. böyle iyilikten maraz doğar :)

yasemin said...

bebekler ve uykular:

http://cemuyurken.blogspot.com/2011/12/bebekler-ve-uykular.html

mintax said...

iyi k ivarsiniz iyi ki yaziyorsunuz..

yasemin said...

vildan,

ben de sizi özledim. cem büyürken ne güzel siz vardınız. şimdi yok kimse, herkesin çocuğu büyüdü ben başa sardım. keşke izinizi bulabilsem, nerelerdesiniz?

çok sevgiler..

architect said...

Sana ''Anne diyebilir miyim ?'' Yasemin ve saılıp öpebilir miyim lütfen :)