Friday, March 16, 2007

cem büyürken


işbu postta cem büyürken alıp da en severek kullandığımız, belli bir dönem boyunca vazgeçemediğimiz şeylerden bahsedeceğim. nazlı'nın annesi nihan'ın sorusu üzerine.

* en başta tahta küpler. 1 yaş civarında üst üste koyup kuleler yapmaya çalışarak oynamaya başlamıştı. şimdi inşaatçılık oynuyor, bir öncekinin biraz daha gelişmiş versiyonu. ortası delik olanları iplere geçirmece de başka bir oyun. tahta küpler harika çünkü tahtadan yapılmışlar ve farklı farklı pek çok oyun oynanabiliyor bunlarla. konuyla ilgili başka bi post.

* maclaren triumph. bu puseti cem 7 aylıkken falan kullanmaya başladık ve hala da kullanıyoruz. çok büyük bir rahatlık sağlıyor baston pusetler. biz ilkini geçen sene bu zamanlar çok aptal bi şekilde kaybettiğimiz için aynısından gidip ikinci kez almak zorunda kalmıştık. baston pusetsiz bebek büyütemezdim. dere, tepe, yüksek kaldırım, çukur, yol çalışması, kaldırım ortası direk, havaalanları, dar market koridorları, minicik asansörler, yaz tatilleri, taksiler, kitapçılar... metroya bile bindik bununla. bebekle yaz kış hemen her gün dışarı çıkıyorsanız, hele de istanbul'daysanız ilk 6 ayı bi şekilde atlatın ve sadece baston puset alın derim. bakın benimki nerdeyse 3 yaşına girecek hala kullanıyoruz. daha da kullanırız. bu pusetler yatabildikleri için (180 derece değil) üzerinde yazdığına göre 4. aydan sonra kullanılabiliyormuş. ben 6. ayını bitirmesini beklemiştim çünkü cem öncesinde pusete oturtulamayan bi bebekti. biz ilk 6 ay kanguru denilen nesneden kullanmıştık o yüzden. bir de bu pusetin ağırlık taşıma kapasitesi çok yüksek (26 kg. zamanında soruşturduydum daha fazlasını taşıyabilen baston puset yoktu) 6-7 market torbasını altındaki fileye tıkarak, tutamaklarına takarak taşıyabiliyorsunuz, kendisi ise sadece 5 kilo. cem'le çok uzun yollar kat ettik sayesinde, nerelerden nerelere yürüdük gece gündüz.

* kullanmadıklarımız (mama sandalyesi dışındakilerin hiçbirini almadık): mama sandalyesi, biberon, süt pompası, buhar makinası, sterilize edici cihaz, buharda mama pişiren alet, yoğurt makinesi.
mama sandalyemiz ahşaptı ve ek gıdalara geçilen ilk aylar için pek kullanışlı olmadığından mamayı anakucağı adı verilen nesnede yedirmek bana daha kolay gelmişti. bu anakucağı hastaneden çıkarken bebeği içine koyduğunuz, ilk aylar bebek için oto koltuğu görevi de yapan bir cihazımız. bizimki 7-8-9. aylarda mama sandalyesi olarak kullanıldığı için kılıfı defalarca yıkanmak zorunda kaldı. cem anakucağında maalesef zamanında hayalini kurduğum gibi halim selim bi şekilde hiç oturmadı. mama yedirmek için günde 5 defa (3 ana+2 ara öğün) bin dereden su getirirdim. pardon yoğurdunu rahat yerdi, günde 4 defa. mama dışı zamanlarda, yolda falan ise 1 dakika olsun içinde oturup etrafı izlemezdi. mutlaka yanında olup onu oyalamam gerekirdi. bu durumda da oturma süresi 5 dakikayı aşmazdı. anakucağı yine de ilk aylar sadece yolculuk için bile olsa edinilmesi gerekli bir mamul.
bebek işleri böyle valla. tuzaklarla dolu. ben olabildiğince az şey almaya çalıştım çünkü ilk bir yıl -o da tümünde değil- kullanıyorsun, sonra da kolaysa sığdır bakalım evin neresine sığdıracaksan onca nesneyi. ben arkadaşlarıma dağıttım çoğunu. ayrıca aile bütçesi diye de bi şey var. sonra öyle rafta gördüğümüz her şeyi de ihtiyaç sanmayalım. ha ne diyordum, ahşap mama sandalyemiz ikiye ayrılıp masa ve sandalye oluyordu, biz onu hep öyle 2 parça olarak kullandık. 10. aydan itibaren cem mamalarını şuna oturup yedi veya yemedi. çok faydalı bir eser. bize hediye gelmişti. masada hep beraber takılmak için, yer kaplamaması için, ucuzluğu için tavsiye ediyorum. ayrıca portatif, katlanabiliyor, bi yerlere giderken yanınızda götürebilirsiniz.

* bebe telsizini ilk 18 ay kullandık. uyandığı zaman cem'in sesini bu alet olmadan mutfaktan ve salondan duymamız imkansızdı. bir yerlere giderken de yanımızda taşırdık böylece o içerde uyurken zırt pırt gidip kapıyı dinlemek zorunda kalmazdık. bizimki chicco'nun en basit modeliydi. cem 1.5 yaşındayken yüksek bir yerden çekip düşürünce bozuldu. mağazaya götürdüğümüzde aleti düşürmüş olmamıza ve garanti süresi dolmuş olmasına rağmen eskisini alıp yerine yepisyeni bir telsiz verdiler fakat cem bunu odasına asla taktırmadı. böylece biz telsizi 1.5 yıl kullanmış olduk. madem artık sesini duyamıycaz o zaman uyanınca bari kalkıp yanımıza gelsin diye de yatağının parmaklıklarını, 2 yaşına basar bazmaz ya da basmadan emin değilim, çıkardık. rahat oldu böyle. not: telsizler manyetik alan yarattığı için bebeklerin çok yakınına konmamalı diye duymuştum.
şimdilik bu kadar, aklıma başka şeyler gelirse belki eklerim sonra. ben de vildan'la imo'ya sorayım.

2 comments:

Nihan said...

Nazlı da anakucağında hiç oturmadı gibi, mama sandalyesinde de ve hala da araba koltuğundan nefret ediyor. Yol biraz uzun sürecek olsa "şıkıldıııııııım" diye bağırmaya başlıyor. Arabayı Hakan kullanıyorsa ben arkaya geçip "anne tiyatrosu" yapmaya başlıyorum, ben kullanıyorsam kontrolümü kaybedip ağlamadan gideceğimiz yere varalım diye dua etmeye başlıyorum zira önce sadece şıkıldım diye bağıran Nazlı derhal eğlendirilmezse avaz avaz ağlamaya başlıyor. Halbuki uzat kafanı camdan dışarı seyret değil mi. Ben çok severdim küçükken araba yolculuklarını, sırf camdan dışarı seyretmek için. Hatta zaman zaman gördüklerim hakkında kendi kendime konuşurdum. Yok ama Nazlı'yla illaki biz ilgileneceğiz. Bak ne çok dolmuşum bu konuda ama 2 senedir muzdaribim valla. Bu arada baston araba cidden çok faydalı. Ben çok ama çok pişmanım büyük puset aldığıma. Bizimkinin bir de tekerleği Akmerkezde yürüyen merdivene sıkıştı. Allahtan o sırada Nazlı yine pusette oturmak istememişti de kucağımdaydı. Yoksa ne olurdu bilmiyorum. Özetle puset kullanılamayacak durumda ihtiyacı olan birine de veremem. Ama baston puseti hala kullanıyorum.

Anonymous said...

sahiden tuzaklarla dolu ilk bebek alisverisi! en iyisi puset, mama sandalyesi gibi esyalarin isi bittiginde hemen bebekli es, dost, akrabaya verilmesi.