Showing posts with label amsterdam. Show all posts
Showing posts with label amsterdam. Show all posts

Thursday, January 21, 2010

ağaca çıkmak



















ağaca çıkmak yaşam eğitiminin bir bölümüdür ve bütün tehlikeli şeyleri yasaklamak çocuğu bir korkak yapar.


bugüne kadar çocuk üzerine okuduklarım arasında en beğendiğim kitaplardan birinden: tık

Wednesday, September 9, 2009

yasemin

birisi google'a "yasemin ismi güzel mi?" diye sormuş ve karşısına çıkan şu linki tıklayarak bu bloga gelmiş. internete böyle bi soru sorulabileceği hiç aklıma gelmezdi. kime göre güzel midir peki, ey soruyu soran kişi? onu bunu boş versene, sence güzel mi?
acaba sorusunun cevabını bulabildi mi buralarda yoksa şöyle bir cevap mıydı aradığı:

- evet, yasemin ismi güzeldir.

dalga geçmiyorum, bir kullanıcı olarak söylüyorum: yasemin ismi güzeldir, bakın ben 35 yıldır kullanıyorum, memnunum. sadece ilkokuldayken uzun bi ismim var diye kendimi biraz yıprattım ama sonra baktım kulağa hoş geliyor, her dilden insan manasını biliyor, zarif çiçeği mis gibi kokuyor, çayı güzel, isim olarak çok yaygın değil, alien ismi gibi de değil... daha ne? yani insan bi isimden daha ne bekler ki zaten? ha, günümüzde kimsede olmayan çok farklı bi isim olsun diye çocuklarına isim kastıranlar da var. ismi farklı olunca ne oluyor kendisi sıradan bi tip olduktan sonra? sıradan olmakta bir sorun olduğundan değil de, öyle isimler seçenler pranseslerinin ya da prenslerinin çok özel olduğunu sanırlar ya, o yüzden sordum. prenses, prens, özel kelimelerini de ilk ve son kez kullanmış olayım burda. bi de trend isimler var, o dönem doğan bebeklere konan 3-5 isim. döner dolaşır öyle ortalıkta, hamileler bunların arasından yapar seçimlerini. ne o, ne o; bi ara yol bulun. ne kastırık, manasız bi ismi olsun çocuğunuzun, kulağa havalı gelsin, orijinal, avrupai vs. diye seçilmiş/uydurulmuş (kimse söylemediyse ben söyleyim size: özenti duruyor, kelebek gibi kalıyor o isimler zavallı çocukların üzerinde); ne de onu sınıfındaki 4 çocuktan biri haline getirecek moda bir ismi. yasemin koyun gitsin :-) 

foto: amsterdam hortus botanicus'taki yasemin

Friday, September 4, 2009

1-3-5-7...



















elif yazmış dün:

ali de bu aralar "ben büyüyünce cem olucam" repliğine taktı :)

ali (3), cem (5)

Wednesday, September 2, 2009

özlem

havaalanına giderken takside somurtan cem'e sordum:

- onları biraz özliycez di mi?
cem: hayır
yasemin: ?
c: ben biraz özlemiycem, çok özliycem.

xoxoxox

cem bu sabah, ali ve lale'yle görüşmeden önce en az 1 yıldır elini sürmediği ama 20 gündür istanbul'da ve amsterdam'da onlar sevdiği için beraber izledikleri charlie ve lola cdlerinden birini seçti. uyandığı zaman da onur'a "şimdi hollanda'da olmak isterdim" demiş. charlie ve lola cdsini baştan sona izlemesine, süresi günlük cd izleme kotasının 2 katı olmasına rağmen ilk kez sesimi çıkarmadım bugün. 

xoxoxox



biraz önce elif yazdı; bunu da unutmak istemedim:

2009/9/2 Elif:
Az once lale ben yasemini cok ozledim dedi, durduk yerde


lise sonda tanıştığımızda sadece ikimizdik elif'le, şimdi 7 kişiyiz.

Monday, August 31, 2009

vitrin

american book center, spui meydani
17/8/2009

Michael Joseph Jackson (August 29, 1958 – June 25, 2009)

Thursday, August 27, 2009

bahcede cocuklar








aksamustu bahcede baloncuklari gokyuzune gonderdik, yukselmelerini izledik sonra onlari yakalamaya calistik. balkonda ya da bahcede baloncuk uflemek, cocuklar icin her devirde eglenceli bir oyun.

Tuesday, August 25, 2009

göl kıyısında çocuklar


gecen hafta bir gun cem bizimle gezmeye gelmeyecegini soyledi ve evde kaldi. o gun onur`la vondelpark`a gittik. cantamizdakileri atistirdiktan sonra cimenlerin uzerine devrilip bir seyler okumaya baslamistik ki cocuklar geldi. patlak bir topu birkac defa suya atip kopeklerinin topu getirmesini eglenerek izlediler sonra da kosarak yanimizdan uzaklastilar.




o gun cimenlerin uzerine uzanip bisikletleriyle dolasan insanlari, oynayan cocuklari, suya bi girip bi cikan ordekleri, yanyana uyuyan sevgilileri, sarap icerek sohbet eden kizlari, uzanmis tek basina kitap okuyanlari izledigim, sagin solun fotosunu cektigim ve yeni kitaba basladigim bir gun oldu. evimin yakinlarinda bir yerlerde, her gun icinden bisikletle gecebilecegim boyle bir parkin olmasini cok isterdim.

Sunday, August 23, 2009

hoy lu-lu


Hoy Lu-Lu

İsterim benim de acaip isimleri
Hiç duyulmamış zenci arkadaşlarım olsun
Onlarla Madagaskar limanlarından
Çin'e kadar yolculuk yapmak isterim
İsterim içlerinden bir tanesi
Vapurun güvertesinde, yıldızlara karşı
"Hoy lu-lu" şarkısını söylesin her gece

Ve bir gün ansızın bir tanesine
Rastgelmek isterim
Paris'te...

Orhan Veli Kanik


Wednesday, August 19, 2009

amsterdam`a kucuk bir cocukla geliyorsaniz bebek arabasi sart, tabii eger sehri bizim gibi yuruyerek gezmek istiyorsaniz. ikinci secenek arkasinda cocuk koltugu olan bir bisiklet kiralamak olacaktir tipki gecen geldigimizde (2006 ocak, cem 18 aylikken) yaptigimiz ve onumuzdeki hafta yapacagimiz gibi. simdilik lazim olunca elifler`in bisikletini kullaniyorum ama onumuzdeki hafta onur istanbul`a dondukten sonra cem`le ikimiz icin bisiklet kiralayacagim hatta belki cem icin ayri bir bisiklet bile kiralayabilirim, civarda beraber dolasmak, parka, markete falan gitmek icin.



bu hafta sehri ali`yle lale`nin maclaren volo pusetiyle arsinliyoruz. gun boyu yurudugumuz icin cem gunun buyuk kismini pusette geciriyor hatta aksamustu yorgun dusup kisa bir sekerleme bile yapabiliyor. 3 yasini bitirene kadar kullandigimiz maclaren triumph`dan sonra simdi de volo`ya minnettariz, cok hafif ve kullanisli. hemen kapat tramvaya atla, dukkanlara gir, kenara bir yere park et, cocugu tasidigi yetmedi, sirt cantalarini as. evde yaptigimiz sandviclerle marketten aldigimiz meyveler cantada, yorulunca banklara oturup yemek molasi veriyoruz.






quiet amsterdam



amsterdam`da parklar, kucuk dukkanlar, kitapcilar, oturulacak banklar, cafeler, lokantalar, kutuphaneler, kiyidaki kosedeki yerler... bizim gibi sehrin sessiz, tenha, yesil noktalarini arayanlar icin bir kitap. yazarin yukarda linkini verdigim bir de blogu var.


kitaba ilk gun ingilizce kitaplarin satildigi kitapcilari turlarken ugrayip cocuk katinda bir saatimizi gecirdigimiz (daha dogrusu saat 18.00`de kapandigi icin 1 saatin sonunda cikmak zorunda kaldigimiz), kitapta da yer alan waterstone`s`da rastladik.

waterstone`s:
Kalverstraat 152

Monday, August 17, 2009

amsterdam`a inis






pazar gunu (dun) 20.30 civari amsterdam`a iniyoruz.
ucakta 7 kisiyiz: elifler + biz
hep beraber elifler`in diemen`deki evine dogru yol aliyoruz.
istanbul`da bizdeydiler, simdi iade-i ziyaret. tam 3,5 yil sonra yeniden amsterdam`dayiz.

buyutmek icin fotolara tik