Bugün radyoda sunucu "önümüzdeki hafta sıcaklıklar çok yükselecek." dedi. Yaz, sıcaklıklar çok yükselmeden de zor bir mevsim zaten… ya neyse, kendimden sıkıldım artık. Evet yaz, evet tatil, evet çok uzun, zor… tamam. Ayrıca yazın beklediğimden daha rahat ve neşeli geçtiğini kabul etmeliyim. Dırlanma azaldıkça tatil güzelleşiyor, yeni (ve geç!) keşfim.
Bugün Cem'i satranca götürüyordum, dönüşte parka uğrayalım dedik Rüya'yla. Daha doğrusu ben dedim; Rüya uzaktan başlayan gökgürültüsünün devamında olacakları tahmin ettiği için pek istemedi. Sonuçta henüz yağmur yok, hazır hava serin, rüzgarlı biraz dışarıda takılırız derken birden bastırdı yağmur. Arabaya koşana kadar elimizdeki şemsiyeye rağmen iliklerimize kadar ıslanmıştık. Rüya ilk defa böyle bir sağanağa maruz kaldığı için ıslanırken bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Eve girer girmez "dondum dondum" dedi, sahiden de donduk çünkü yağmura sert bir rüzgar eşlik ediyordu.
"Sıcaklıkların çok yükseleceği" önümüzdeki haftaya şöyle bir bakalım, neler yapabiliriz:
Cem hafta içi her gün 13.00'e kadar yaz okulunda, branşı masa tenisi. Planlar 13.00'ten sonrası için...
* Ufukta iki adet çocuklu arkadaş buluşması var. Bunlar tabii ki ev ortamında gerçekleşecek olan buluşmalar. Neden? Çünkü apartman çocuklarıyız ve ağaçsız, gölgesiz parklarımızı yaz döneminde ancak güneş battıktan sonra kullanabiliyoruz.
salon ve seanslar için TIK
* Yeni tanıştığı ve çabucak kaynaştığı arkadaşıyla bir buluşma ayarlayabiliriz. Bu buluşmanın outdoor olma ihtimali yüksek. Sevindirici.
* Cuma masa tenisi sonrası satranç var, ardından dışarda yemek ve kitapçı ziyareti? Olabilir…
Geçti bir hafta daha.
Çocuklarla yaz tatiliniz nasıl geçiyor? Herkes mi İstanbul dışında ya, şehir için değişik fikirleri olanlar lütfen yazsın. Siz neler yapıyorsunuz?