Friday, July 27, 2007

koş balkabağım koş

kaldığımız yerden devam edelim cem'in kitaplarına. burda cem'in uyumadan önce okutmak için sık sık seçtiği, defalarca okumamıza rağmen hala ilgiyle dinlediği, dinlerken çeşit çeşit sorular sorduğu, resimlerdeki minicik ayrıntıları merak ettiği; benimse önce resimlerini sonra da öyküsünü sevdiğim, öğretilerden, derslerden uzak, bir taşla iki kuş vurayım, bir hikaye anlatmışken acilen bir de eğitsel sonuç çıkarayım diye çabalamayan kitapları seçiyorum. bu aydınlatıcı nottan sonra geçelim artık redhouse kidz'in başka bir tatlı kipatına.

bu kitaptaki nine torununun düğününe giderken çeşitli badireler atlatıyor yani yolda kendisini yemek isteyen kurt, ayı ve aslanla karşılaşıyor, onları bir şekilde kandırıp dönüşte biraz daha kilo almış olarak yem olmaya söz veriyor ama dönüş yolunda içine sığındığı balkabağı sayesinde bu üç korkunç hayvanı atlatıp sağ salim evine varıyor. söylememe herhalde gerek yok resimlerini çok sevdim, cem de bu heyecanlı hikayeye bayıldı. hayvanların arada sırada insanları yemek istemesine karşı çıkabilecek ebeveyne önerilmez.

http://www.redhouse.com.tr/V2/Lang//Pg/MetaDetail/Number/100.htm

kırmızı başlıklı kızı bu tür anne babalar için budayıp bi garip şekle sokmuşlar, aklıma gelmişken söyleyim. linkini verdiğim kırmızı başlıklı kız kitabını geçenlerde girdiğim iş kültür yayınları'nın satış mağazasında görünce resimlerini fena bulmadım ya hemen attım sepete, açıp okumadım, biliyoruz herhalde hikayeyi ama eve gelince bir de ne göreyim kurt önce nineyi sonra da kırmızı başlıklı kızı yutmak yerine odadaki dolaba tıkıyor sonra da avcı mı korucu mu neyse o adam gelip bizimkileri serbest bırakırken bilin bakalım kurdu ne yapıyor? ben öldürmek yerine döveceğini düşünmüştüm ki bir çocuk kitabına o da yakışmaz di mi, hayvanat bahçesine götürüyor kurdu ceza olarak! evet aldığım kırmızı başlıklı kız hikayesi böyle tapon çıktı maalesef. şimdilik kitaplıktan kaldırdım kendisini, demek çok iyi bildiğimizi sandığımız hikayeleri bile sonuna kadar okumadan kitabı alıp eve getirmeyecez. biliyorum kitap bu haliyle daha günümüzün koşullarına daha bi uygun olmuş, ee pedagojik olarak... yok ya ben eski masalımı isterim.

5-6 kitap daha var bahsedeceğim, taksit taksit ekliyorum. bloggerda bi hoşluk var, çözemedim.

5 comments:

elif said...

tapon lafina cok guldum ahahhah

vildan said...

redhouse kidz in kitaplarını daha evvel görmüş ve fiyatlarına methiyeler düzüp almamıştım ama görsem (kardeşim) kızların doğumgünü için çikolatayı almış acayip sevindim, çünkü ben de ninenin maceralarını ve esneyen prensesi okumuş içlerinde en çok çikolatayı beğenmiştim.(hayvanların insanları yemesine karşı olan ebeveynlerdenim :P) çikolata güzel. bir de iş bankası yayınlarından çizgili'yi almış o da güzel.

yasemin said...

vildan çizgili'yi ben de aldım :) çikolata da var bizde; ben balkabak ve prensesi daha çok sevdim, cem çikolata'yı da çok okutuyor ama. işbankası da bir sürü yeni kitap basmış, çizgili'nin yazarının ya da çizerinin birkaç kitabı daha var mesela, onlar da çok tatlı, onlardan da bahsedicem inşallah :)

Anonymous said...

bahset bahset, bilerek kitapçıya gitmek daha güzel, zaten zaman genelde kısıtlı oluyor çocuklar eteklerimden çekiştirirken zor oluyor kitap seçmek :) ben de bi ara çocuk kitapları için blog hazırlamaya kalktım ama kaldıydı.. (okur-cocuk.blogsp.....)

Lilium Bosniacum said...

ben de kızıma birkaç kitap almıştım öyle.. çizmeli kedi, mesela, sürekli yalan söyleyerek başarılı olan bi tip, elimizdeki pamuk prenseste de benim tüylerimi diken diken edecek ayrıntılar var. ciğerini yemek, kızgın demir pabuçlar gibi :( yayınevini boşverin de okumadan almamak lazım.biz bu aralar kaknüs yayınlarının cemile serisine takıldık gayet de güzel..