marketteyiz, kasada. üç torbalık alışveriş yapılmış, bir yanda cem'in soruları, diğer yanda aldıklarımı torbalara dolduruyorum ve torbalar arasında uyumlu bir dağılım yapmaya çalışıyorum ne olacaksa, mesela unu, yağı ve kakaoyu aynı poşete denk düşürmeye çalışıyorum vs. bi de kart için şifre giriyorum ve arkamdaki müşterinin benimkilerin arasına karışan aldıklarından kurtulmaya, ona bir yer açmaya...
- ANNEEEE
-.....
- ANNEEEEEE
- bi dakka evladım
- NEDEN?
- dışarı çıkınca daha rahat konuşuruz çünkü şimdi burda işim var ya o yüzden
- NEDEN?
- çünkü burda şunları yetiştirmeye çalışıyorum, doldurayım torbalara, bi çıkalım dışarda bi işimiz olmayacak ya o zaman durup rahatça konuşabileceğiz
- ....
- ....
- ANNEEEEEE BEN SENİ ÇOK SEVİYORUM
- eöeee....
kasiyerler ve etraftaki kadınlar: hiiiii ayyyyy
cem dışarda yüksek sesle konuşan bi çocuk değil, çekingendir biraz bilmiyorum bunları neden bağırarak söyledi belki de istediği anda onunla konuşmadığım için, evet bu sihirli sözlerle kendini görünür hale getirdi böylece bütün market onu gördü ve sevdi. bi de evladım falan dedim odun odun, sabrederken derim öyle. hayat çok garip. elimde makarna poşeti donup kaldım sonra herkes bana baktı, hiii ayyy dediler işte, biraz mahçup oldum, çok tatlı bir andı.
Monday, January 21, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
3 comments:
hehehhehhe afferim cem'e.
yemin ediyorum gözlerim doldu :) fırk!
anne olmaya özendiren bir çocuğunuz var..maşallah : )
Post a Comment