Friday, March 21, 2008
bahçe
yuva dediğin bahçeli olmalı, çocuklar kışın da her gün bahçeye çıkıp oynamalı. yağmur, kar, çamur demeden çıksınlar her gün. söyledim. ama işte güneşli ve ılık bir kış günü ve çocuklar yine içerde.
Etiket:
çocukluk,
eğitim/okul,
fotolar,
gündelik
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
7 comments:
bence bahçe dediğin de hakiki bahçe olmalı, yani yerde böyle yeşil halı gibi sentetik bir şey tüylerimi diken diken ediyor benim. bahçede gerçek çim olmalı..
Katilmamak mumkun degil, Yasemin.
Biliyor musunuz, Istanbul'da cocuklarini yuvaya gonderen annelerin azimsanmayacak bir kismi cocuklarin disari cikarilmasina karsiymis. Cikarilmasini isteyenler de ancak sicak havalarda ama gunes tepede olmadiginda,vs vs izin veriyormus.
Pandora&Veticello : Bu sefer de camurlandi, bocek elledi, ustu kirlendi, kene vsv vs gibi sikayetler oluyormus.
Insan uzuluyor.
Katilmamak mumkun degil, Yasemin.
Biliyor musunuz, Istanbul'da cocuklarini yuvaya gonderen annelerin azimsanmayacak bir kismi cocuklarin disari cikarilmasina karsiymis. Cikarilmasini isteyenler de ancak sicak havalarda ama gunes tepede olmadiginda,vs vs izin veriyormus.
Pandora&Veticello : Bu sefer de camurlandi, bocek elledi, ustu kirlendi, kene vsv vs gibi sikayetler oluyormus.
Insan uzuluyor.
evet. bu yeşil sentetik beni de hasta ediyor ama bizim başımıza çok absürd bi şey geldi: her yeri aradım taradım sırf şu yeşil şeyden serilmemiş gerçek bir bahçe bulabilmek için. buldum da. kocaman, gerçek bir bahçe. toprak, kocaman ağaçlar, yerden cevizleri toplayıp yerlerdi, kocaman bir kum havuzu vardı ayrıca ama 19 yıllık yuvanın mal sahibi cem oyun grubunda 1 senesini doldurduğu sırada ölünce varisleri orayı hemen müteahhide verdiler. yuva bir sokak ötedeki bu yuvayla birleşti. burasının yazın kocaman ağaçların altında, gölgeli eh bir bahçesi var, bisiklete falan binilebiliyor, çok da ufak değil ama öbür taraf bence rüya gibiydi her neyse burası benim bu mahallede girip gezmediğim tek yerdi. gerçi biraz bahçesi olan her yerde vardı bu plastik yeşilden... yok, sonuçta yürümekten bile vazgeçebilirdim adam gibi bir bahçe için.
bahçesiz yuvalarda şunu söylediler bana: yazın sıcak, kışın soğuk zaten pek çıkılamıyor ki, olmaması o kadar da önemli değil. nasıl ama?
evet ayşe nil sanırım veliler de istemiyor. cem bebekliğini sokaklarda geçirdi şimdi haftaiçi hep içerde.
zaten bahçenin olup olmamasının bu kadar önemsiz bulunuşunun bizim eğitim sistemimizin nasıl bir karakterde olduğunu hemen gösteriveriyor. oysa, dışarıda, açık havada çocuklar hem daha mutlu oluyor, hem çok daha fazla şey öğreniyor. kilit altında daha kolay kontrol edilebiliyorlardır belki :) ilk bulduğun yuvanın bahçesini gözümde canlandırdım, çok hoş bir yermiş, ceviz ağaçlarından düşen cevizleri yeme meselesini bizim çiftlikte yapıyoruz biz :) bir de böcek olur, toprak olur falan diye çimen istemeyen insanlara da hayret ettim, bana kalsa hep köyde, çiftlikte yaşarım, çocuğum da her an toprakla iç içe olur.. insan doğayla birlikte olduğunda nefes aldığının farkına varıyor..
hayret valla
Oğluma bakıcı bakıyor. Geçenlerde akşam üstü komşularımdan biri geldi. Didem Hanım siz çalışıyorsunuz belki farkında değilsinizdir ama bakıcınız oğlunuzu bu karda kışta dışarı çıkartıyor dedi. Evet biliyorum ben söyledim dedim. Nasıl? bu havada çocuğu hasta edeceksiniz yazık günah dedi. Kusura bakmayın ama sanırım bu sizin sorunuzu değil dedim. Kapıyı kapattım. Sanırım apartmandaki soru(n)mlu insanlar oğluma acıyan gözlerle bakmaya devam edecekler.
Omo reklamındaki gibi çocuklarımızı evlere kapatıyoruz. Ve bunlada gurur duyuyoruz.
Post a Comment