Wednesday, November 26, 2008

ankara


geçtiğimiz cuma, haftasonu için yataklı trenle ankara'ya gittik. her sene yataklı trenle böyle bir sefer yapıyoruz, cem bunu seviyor. ankara sonbaharda çok güzel, tek sorun soğuğunun gerçekten çok soğuk olması. anadolu'nun bağrından kopup gelmiş olsam da 15 seneden fazladır istanbul'da yaşadığım için kara iklimi artık bana çok sert geliyor.

ankara'ya çocukla seyahat ederseniz, benim önerilerim:

* yataklı trenle gidin. çocuklar için şenlikli oluyor, önce biraz yemekli vagonda takılabilirsiniz. dönüşte cem yemekli vagonda uykuya dalmaya karar verdi, ben de dün bahsettiğim üç maymun kurgu günlüğünü okurken bi şeyler içtim. ucuz. bi tek attıktan sonra gidip uyursunuz, umarım kompartımanınız fazla sıcak olmaz. trenlerdeki tek sorun bence ısının bir türlü ayarlanamaması, onun dışında gerçekten rahat. mışıl mışıl uyuyor cem alt katta. 

* ankara tren garı: tren garları havaalanlarından ve otogarlardan daha güzeldir.

* kuğulu park: simit alırsanız hem kuğu, ördek, güvercinleri hem de kendinizi besleyebilirsiniz. çocuk bahçesi mevcut, oraya da uğramak şart.

* dost kitabevi: öğrenciliği ankara'da geçen onur'un nedense istanbul'da bir benzerini bulamadığını söylediği dost'a uğramadan istanbul'a dönülmez.

* botanik parkı: çocuk bahçesinin ordaki sarı ağacın altında oturmak için gitmek istiyordum, vaktimiz olmadı.

* ulus'taki uludağ kebapçısı: sigara içilmeyen katı ve oyun odası var. cem bi şey yemedi ama biz yerken gitti odadaki diğer çocuklarla oynadı. iskenderseverler için lezzetli ve rahat yemek.

pazar günü onur'la abisi trabzonspor maçını izlerken meltem bizi bilkent'te gezdirdi. cem yengesinin odasını gördü, ders verdiği sınıflara girip çıktı, bahçede uzun bir yürüyüş yaptı; o koştururken ben pembe panter elimde ağaç altında dikildim. okul demişken çocuğunuzla mezun olduğunuz okula gitmek de fena fikir değil, ağaçlıklı kampüsleri orman diye yutturabilirsiniz yavruya.

bu yılki ankara gezimizde cem'le ikimiz sardunya'nın evine davetliydik ancak ben cem'i uyurken amcasıyla yengesine bırakıp tek başıma gittim, oturup rahat ve kesintisiz konuşabilelim diye. kaplumbağa da uyuyunca saatlerce konuştuk. 

ankara'da çocukla/çocuksuz gidilebilecek yer önerileriniz varsa siz de bana yazın, bir dahaki sefere yeni yerler görelim.

6 comments:

defneyleyasamak said...

Cemin uyurkenki hali nasıl da sımsıcak

Özgür Turan said...

Oh ne güzel gezmişsiniz bayıldım!

Turkuaz Deniz said...

Yillar sonra cocuklu bir kadin olarak hersey ne kadar farkli gorundu! Yemekli Vagon: Bu kadar guzelmiymis? Benim hatirladigim, soguk biralar bitmeden alip masalarin uzerine siraladigimiz... kugulu park: korkuluklar konmus cocuklarla kugularin arasina, hic iyi olmamis... aaa orada cocuk parki mi varmis? bir de evet tren gari gercekten hep guzel, cok guzel! cocuklu da cocuksuz da! ne iyi etmissiniz de gitmissiniz, darisi basimiza.

Anonymous said...

Her zaman gelin
Hep gelin
ve hatta gitmeyin:)

Ozguranne said...

Ankara'yı özlemişim. Dostu da... Bizim yerimize de geziniz... Darısı başımıza.

asliberry said...

bir hafta sonu da ankaraya götürsen bizi:)