alışveriş: 5 mandalina, 6 mandalina...
misafirimiz var öğleden sonra: defne'yle füsun.
geldiler işte.
defne battaniye üzerinde otururken cem onu çekiyor. ikisinin icadı parke üstü kayak: her buluşmada oynadıkları oyun. bi dakika birinin ayağı mı kaydı yoksa? füsun kurtarma timinde.
gece onur'la birkaç hafta önce ucuz dvdler arasında görüp aldığım bu filmi izledik. ismine bakıp geyiklerle dolu, sıkıcı bir film olmasından korkmuştuk ama öyle değil, bu gece izlemeyi istediğimiz hafiflikte, hoş bir filmdi. dvdnin ekstralarında yönetmen ve oyuncularla röportajlar ve kamera arkası çekimleri var. yönetmenle yapılan röportajdan:
ben hep hayatın ruhani tarafına ve insanların hayatlarını değiştirebileceklerine inandım. ve eğer isteklilerse hayatlarının gidişinde bir farklılık yaratabileceklerine... inanmak ve içindeki o inançla kendine güvenmek ve hatta doğaüstü güçlere güvenmek. ben hep etrafta melekler olduğuna inandım. bizi hayatımız süresince yönlendiren varlıklar olduğuna... her şeyin bir sebebi olduğuna, hiçbir şeyin tesadüf olmadığına...
... bence bu film insanların iyi hissetmesini sağlıyor. insanların sevdikleri için neler yapabileceklerini düşünmelerini sağlıyor ve sevdiklerine çok geç kalmadan söylemeleri gerekenleri düşündürüyor. bence bu önemli.
1 comment:
ah ne mutlu günlerdi onlar ah...
Post a Comment