- ben hemen bu şapkayı çıkarmak istiyorum, çok kaşındırıyor.
- dursun, çok yakışıyor.
- çıkarıcam.
ya bu kaşındıran ayı kafa şapkayı bir daha giymek istemezse?
- peki o zaman bi resmini çekebilir miyim, hiç değilse resmin kalsın seni bu şapkayla göremeyeceksem?
cem sıkıntılı bir halde makinenin çantadan çıkmasını beklemeye başladı. ah hafıza kartı evde kalmış. evden çıkalı çok olmadı, şansımı zorlayım bakalım:
- hafıza kartı evde kalmış cem ya, dönüp alalım mı evden, ne dersin?
- olmaz.
- ama ev çok yakın. (dönmeyeceğini biliyorum, ühüü)
- hayır.
istasyona geldik. treni beklerken:
- tüh yaa, keşke unutmasaydım şu hafıza kartını. ne olurdu dönseydik yol yakınken?
- unutmasaydın o zaman, senin sorumluluğundu o, benim sorumluluğum değil ki.
- ne?!
- senin sorumluluğundu.
***
bu arada gebze-haydarpaşa arası banliyö trenini, eviniz bu hattaki istasyonlardan birine yakınsa kullanabilirsiniz. biz yakın zamana kadar binmiyorduk halbuki bu tren, trafikten, park yeri derdinden, taksi parası harcamaktan ve zaman kaybından kurtarıyor insanı. keşke önceden akıl etseymişiz.
***
güzel bir gündü, önce bir şeyler atıştırdık sonra cem'in uzun zamandır istediği minik zeplin'i bulup aldık. biraz yürüyüp kitapçıya girdik. kitaplara bakarken kanada'da yaşayan 4 yaşındaki torunu için kitap seçmeye çalışan babaneye fikir verdik. babane önerdiğimiz kitapları alıp, bizimle karşılaştığı için çok mutlu olduğunu söyleyerek yanımızdan ayrıldı.
cem, 3 kitap tübitak erken çocuk kitaplığı'nın ilk okuma serisinden, 2 kitap da -biraz benim isteğimle çünkü resimleri şahane- küçük peri mine maceralarından seçti. uyumadan önce yeni aldıklarımızdan örümcekler ve neden yeriz'i okuduk, cem kitapları büyük bir ilgiyle, bir sürü soru sorarak dinledi. çocuklar tübitak kitapları ile pek çok şeyi erkenden, ayrıntısıyla, en önemlisi sıkılmadan ve öğrendiklerinin farkında olmadan öğreniyorlar. öyle bir acelem olduğundan değil ama bu kitaplar konuyu merak eden çocuk için resimleri ve didaktik olmayan anlatımlarıyla gerçekten öğretici. çocukların ders, ödev, not baskısıyla karşılaşacağı zamanlar gelmeden önce sadece merak ve ilgi duydukları konular için bu seriye bir göz atmanızı öneririm. okul devreye girmeden, bu doğal meraklarını kaybetmeden ne öğrenirlerse kar. fiyatları da iyi, 3 ytl.
kitapçıdan sonra biraz daha yürüyüp üşüdük ve sütle kurabiye için sıcak bir yere girdik, çıktığımızda hava kararmıştı, markete uğrayıp alışveriş yaptıktan sonra eve döndük.
bu arada eve dönerken farkettim, cem, bir yere girdiğimizde hemen çıkartsa da dışarda olduğumuz sürelerde hep beresiyle dolaşmıştı. eve dönmeyince bereyi de çıkartmaktan vazgeçmişti besbelli yoksa hiçbir güç kaşındıran bir şapkayı benim tanıdığım cem'in kafasında tutamazdı. ama kartı evde unutmamak "benim sorumluluğum" değil miydi? şapkayı farkettiğim an konuyla ilgili bi şeyler söylesem, teşekkür falan etsem hoşuna gitmezdi ve şapkayı çıkarıp atabilirdi, bu yüzden farkettiğimi ona belli etmedim ama 4,5 yaşındayken cem'in nasıl bir çocuk olduğunu unutmayım diye geldim buraya yazdım.
böyle bir gündü işte 2008'in sondan bir önceki günü.
hepimize mutlu yıllar.
4 comments:
senin sorumluluğundu yasemin:))) öldürecek bu çocuklar beni...
senin sorumluluğundu demek :) unutulmaz bir yorum olmuş bu :) gelecekte başımıza neler geleceğini izliyor öğreniyoruz :)
2009 sizin için de pırıl pırıl bir yıl olsun :)
Hepimize cocukalrimizi cok sevecegimiz, onalrin da bizi az uzecegi iyi yillar dostlar!
www.kralcipplak.blogspot.com
yasemin lütfen sorumluluklarının farkına var yani. ne diyim ki:))) sizin tatil bitti ve biz görüşemedik... doğanın tam iyileşmesini beklerkenkar yağdı, bir de yılbaşı telaşı faan derken ayın 5'inin pzt. olduğunu farkettim bugün:) haftaya diyorum okul çıkışı birşeyle yaparız artık canım
Post a Comment