pek parlak başlamayan bi güne bomba gibi düşen kötü haber: bu 144. sayı roll'un son sayısıymış meğer. sayı. roll, ilk zamanlarından bugüne, her ay çıkmasını beklediğim, okuduktan sonra sakladığım iki dergiden biriydi (diğeri express). bir daha gelir mi böyle bir dergi? bir gün yeniden çıkar belki.
veda:
"tenk yu şeytan
müsaadenizle bir veda sigarası yakalım, bir veda “kalem”i yuvarlayalım. diyarbakır meyhanelerinde “kalem” deniyor “yolluk”a...
ilk yudum turgut uyar’ın ruhuna:
“efendimiz acemilik. bir taş alacaksınız, yontmaya başlayacaksınız. şekillenmeye yüz tutmuşken atacaksınız elinizden. bir başka taş, bir başka daha. sonunda bir yığın yarım yamalak biçimler bırakacaksınız. belki başkaları sever tamamlar. ama her taşa sarılırken gücünüz, aşkınız, korkunuz yenidir, tazedir. başaramamak endişenizin zevkiyle çalışacaksınız.”
ikincisi de uyar’a:
“nedir sonsuzdan bir önceki sayının adı diyelim sonsuz eksi bir hayatın adıdır bu.”
üçüncüsü latin aşkına:
“sonuncu yoktur, sondan bir önceki vardır!”
dördüncüsü, 144. roll’a, sonsuzdan bir önceki sayıya. veda sayısına. 13 yıl önce bu mevsimde şeytana uyduk. uyunca da, baktık olmazsa olmayacak, zaten olmuş olmayacak olan, “olan oldu bir defa, bari hepimize yarasın” deyip yola çıktık. 13 yıl önceki kasım ayının ilk günlerinden bu yana 144 defa buluştuk –altı da “özel”i, toplam 150.
yaradı valla. hepimize yaradı.
ya şeytana uymasaydık?
george harrison, “beatles olmasaydı dünya sıkıntıdan patlardı” demiş. doğru. şu da doğru: roll olmasaydı sen-ben-o sıkıntıdan patlardık.
vedalaşırken gözlerinden öpelim léo ferré’yi: tenk yu şeytan! bize roll’u verdiğin için."
müsaadenizle bir veda sigarası yakalım, bir veda “kalem”i yuvarlayalım. diyarbakır meyhanelerinde “kalem” deniyor “yolluk”a...
ilk yudum turgut uyar’ın ruhuna:
“efendimiz acemilik. bir taş alacaksınız, yontmaya başlayacaksınız. şekillenmeye yüz tutmuşken atacaksınız elinizden. bir başka taş, bir başka daha. sonunda bir yığın yarım yamalak biçimler bırakacaksınız. belki başkaları sever tamamlar. ama her taşa sarılırken gücünüz, aşkınız, korkunuz yenidir, tazedir. başaramamak endişenizin zevkiyle çalışacaksınız.”
ikincisi de uyar’a:
“nedir sonsuzdan bir önceki sayının adı diyelim sonsuz eksi bir hayatın adıdır bu.”
üçüncüsü latin aşkına:
“sonuncu yoktur, sondan bir önceki vardır!”
dördüncüsü, 144. roll’a, sonsuzdan bir önceki sayıya. veda sayısına. 13 yıl önce bu mevsimde şeytana uyduk. uyunca da, baktık olmazsa olmayacak, zaten olmuş olmayacak olan, “olan oldu bir defa, bari hepimize yarasın” deyip yola çıktık. 13 yıl önceki kasım ayının ilk günlerinden bu yana 144 defa buluştuk –altı da “özel”i, toplam 150.
yaradı valla. hepimize yaradı.
ya şeytana uymasaydık?
george harrison, “beatles olmasaydı dünya sıkıntıdan patlardı” demiş. doğru. şu da doğru: roll olmasaydı sen-ben-o sıkıntıdan patlardık.
vedalaşırken gözlerinden öpelim léo ferré’yi: tenk yu şeytan! bize roll’u verdiğin için."
tenk yu roll.
14 comments:
Roll'u çok severdim. Hala saklarım eski sayılarını. Üzüldüm.
express başlarda post express'ti sonra epey bi ara verdi ve yıllar sonra tekrar express olarak çıkmadı mı? aynısı roll'a da olur, tekrar çıkar umarım. adam gibi dergiydi, ne çok gruptan, adamdan sayesinde haberdar olmuştuk. ahh!
çok kötü haber. inanılmaz severim bu dergiyi. her satırını okurdum. okunmadık yer kalmazdı. ama ben hiç saklamadım eski sayıları. şimdi pişman oldum saklamadığıma :)
bu arada hala sizi severek okuyorum ama eskisi gibi yorum bırakamıyorum.
özden
özden merhaba. seni yeniden gördüğüme sevindim. evet gitti bitti roll. sarardıkça güzelleşen dergi :.(
vaa ben de atmistim eski sayilari hep ankara'dan tasinirken.
yazik ya.
boşver bende hepsi var. çocuklar kendi başlarının çaresine bakacak yaşa geldiklerinde bir kutu dolusu roll ve express'le birlikte sahil kasabasındaki kulübemizde buluşacağız. şömine karşısındaki koltuklarımızda binlerce sigara eşliğinde ahududu likörlerimizi içerkene kutuları açıp dergilerimizi okuycaz. bazen sessizce, bazen bi röportajı sen bana ya da ben sana okuyarak saatler geçiricez. kimse bölmeyecek, kimse arıza çıkarmayacak, yerimizden bi şeyler yemek dışında kalkmak zorunda kalmayacağız. patti smith dinleyeceğiz ya da beth orton.
ohaaa geliyom ben simdi!
ühhüü:(
seninkilerden fotokopi çekebilir miyim?
aslı o iş zor, öyle çok sayı var ki. bi de beyaz a4ler bilmem tutar mı rol'un yerini? ama eski sayıları gitti gidiyor'dan veya sahaflardan toplayabilirsin. hepsini bulman imkansız ama epey bi sayıyı o şekilde toparlayabilirsin. ben arada kaçırdıklarımı sahaflardan tamamlamıştım. eksikler için ben her zaman burdayım.
Yasemin şaka yaptım, ehhe. Sarardıkça güzelleşen dergiden fotokopi çekilir mi hiç? Evet sadece gitti gidiyor'da değil bazı kitap sitelerinde de satıyorlar. Sevgiler.
evet, kitap yurdu'nda. epey bi süre solda linki durdu roll eski sayılar diye fakat bu postu yayımlamadan baktım, tükenmiş. başka bir yerde var mı bilmiyorum. nadir kitap'ta gördüm şimdi de, 10 gayme bazı sayılar ama değer :)
Şaka yapıyorsun değil mi? Ne okuyacağız peki biz şimdi Roll yerine?
Şaka yapıyorsun değil mi? Ne okuyacağız peki biz şimdi Roll yerine?
bilmiyorum valla borsalino. dün son sayıyı okurken zırladım biraz bu yüzden. eski sayıları okuycam artık heralde.
Post a Comment