kahvaltıda aramızda geçen konuşmayı unutmadan yazmam lazım:
cem: büyükanne yokken anane yoktu, anane yokken senle dayım yoktunuz, sen yokken ben yoktum... ben yokkeen... kimse yok çünkü ben daha eğlenmedim (evlenmedim)
birisi insanların eğlenmeden de çocuk sahibi olabildiklerini cem'e söylemeli ama şimdi sırası değil. ben bunu düşünürken kısa bir sessizlik oldu. cem de o sırada bi şeyler düşünüyormuş, sordu:
cem: sen nasıl seçtin?
yasemin: neyi?
c: babamı
"sen nasıl seçtin?" diye sorması beni hayrete düşürdü. belki o sessizlik anında kiminle evleneceğini merak etmişti. bir süre olduğum yerde kaldım sonra onur'la ilk karşılaştığımız günden başlayıp anlattım: işteki ikinci günümde karşılaşmıştık, sırf konuşmuş olmak için ona gündelik bir soru sormuştum. (...)
cem o zamanlar kaç yaşında olduğumu merak etti, 23 yaşında olduğumu duyunca çok şaşırdı. yuvadaki servis ablası da o yaştaymış.
çok güzel bir sabahtı.
11 comments:
Ne harika bir sabahmış gerçekten de! Öp benim için Cem'İ bolca.
sabah sabah çok keyifli bir tebessüm yerleşti yüzüme:)
sen nasıl seçtin?
seçmek deyince planlı programlı bir eylem geliyor aklıma ama benimki ilk görüşte aşk. seçtiğimin farkında bile olamadan oldu ne olduysa.
E onlar başka yerlerden geliyor tabii Yasemin, başka başka gerçeklikleri var, doğaldır bu soruları sorması Cem'in...
Ne alemler dimi bende seviyorum kızımla böyle sohbetleri o anlarda bir anne evlattan öte çok iyi arkadaş olduğumuzu hissediyorum Cem'i öpüyorum
muthis... cocuk herseyin farkinda. sadece herseyin farkinda oldugunun farkinda diil henuz.
Son zamanlarda duyduğum en güzel öykü...
yasemin yeşil çayda bir şey okudum ama? :))
şişşşt :)
:) tamam
Eski postlarına daldım ansızın.. çok hoşuma gitti.. demek nasıl derinden düşünmüş de ta senin nasıl seçtiğine uzanmış zihni.. çocukları seviyorum yahu.. ne kadar şikayetlensem de seviyorum
Post a Comment