Thursday, September 2, 2010

doğum kendi başlamalıdır*


Olmamış meyveyi taş veya sopayla düşürmeye kalkarsan dalı kırarsın, oysa olgunlaşmasını beklersen ağacı azıcık sallamanla kucağına düşer.”
dr. hakan çoker'den doğal doğum ile ilgili çok şey öğreniyorum ama öğrendiklerimin ne kadarını kendi hayatımda uygulayabileceğim bir muamma. yok değil aslında, biliyorum: çok azını, büyük ihtimalle de hiçbirini yaşayamadan yine kesilip biçileceğim. bu kadar edilgen olmak zorunda mıyım? değilim tabii ama artık doktor değiştirmekten imanım gevredi. her doktor değiştirişimde, hele de bu son haftalarda, kendimi biraz daha kaybolmuş hissediyorum. ben ikide bir telefonla doktorunu arayıp sorular soran cinsten bir gebe değilim. ilkinde de değildim, şimdi de değilim ama ya adamı gerçekten aramam gerekirse? böyle bir durum olursa, artık "doktorum" beni tanısın istiyorum. ayrıca şu da var, başından itibaren güvendiğiniz bir doktorunuz varsa, gebeliğinizde kendinizi güvende hissediyorsunuz. benim ilkinde öyleydi sonra çok sevdiğim doktorum yurtdışına gitti ve orada kaldı. ben de aradan geçen yıllarda bir daha kimseye kontrole bile gitmedim, ta ki yeniden hamile kalana kadar.
ilk doğumum, çekilen onca sancının ardından belki de doğuma iyice yaklaşmışken lüzumsuz bir sezaryenle sonuçlanmıştı. çok sıkıldığım için şu an bunu hiç anlatasım yok, belki sonra bir gün anlatırım. neyse, o zamandan beri yani 6 yıldır sezaryen sonrası normal doğum konusunu takip etmeye çalışıyorum ama yurdumda bırakın sezaryen sonrasını, her şey normal ötesiyken bile normal doğum yapmak sıradışı bir olay olduğu için karşılaştığım doktorların benim taleplerime yaklaşımları hep negatif oldu. ben de bu arada epey bir doktor tanımış oldum. şimdi artık yeni bir doktor bulmayı hiç istemiyorum ama randevulu sezaryeni de istemiyorum. bakın, normal doğum yapamayacağımı kabullendim artık, inanamıyorum ya. evet kabullendim çünkü yaparsın diyen bir doktora bile rastlayamadım. gerçi randevusuz sezaryene de okeyi alamadım, görüldüğü gibi kendi doğumum üzerinde hiç söz hakkım yok. ben nerede yanlış yapıyorum?

hamileyseniz ya da hamilelik gelecek planlarınızda yer alıyorsa dr. hakan çoker'in doğal doğum mail grubuna mutlaka üye olun. doğum bizim çevremizde gördüğümüz gibi anneyi ve bebeği edilgen konumda bırakan bir süreç olmaktan çıkmak zorunda. bu ülkede bir sürü konuda olduğu gibi gebelik ve doğumda da bizi korkular yönlendiriyor. bundan kurtulmak zorundayız. 60'lı 70'li yıllarda, muassır medeniyetlerde, mesela amerika'da ya da ülkemizdeki zengin kesimde, anne sütü banal bir beslenme yöntemiydi. şimdi emzirme ne kadar büyük önem kazandı. son zamanlarda normal doğuma doğru da bir dönüş başladı çok şükür ama geçen 15-20 yılda bağıra çağıra normal doğum ilkellik ve neredeyse fakirlik göstergesi olarak algılanır olmuştu. 6 yıl önce mesela, çevremdeki insanların çoğunun normal doğuma yaklaşımı şimdikinden farklıydı, o zamanlar normal doğumu beklediğimi söylediğim zaman epey uçuk bir tip olarak görülüyordum.

sezaryen bir doğum şekli değil bir kurtarma operasyonu. bebeğin veya annenin kurtarılması gereken durumlarda başvurulduğunda evet, hayat kurtarıyor ama kaçımızın gerçek bir doğumdan kurtarılmaya ihtiyacımız vardı ya da var?

neden edilgen olalım, neden kendi bebeğimizi dünyaya getirirken sırtüstü yatıp olup bitene seyirci kalalım hatta seyirci bile kalamayıp kendimizden geçelim de neden sonra narkozdan ayılalım?

neden normal doğumun riskleri sürekli sayılıp dökülürken, sezaryenin risklerinden hiç bahsedilmiyor?

normal doğumun hatta doğal doğumun, yani annelerimizin bizi doğurduğu yolun riskleri bu kadar konuşuluyorsa lütfen faydaları da bir bir sıralansın artık. sezaryende bebekler dünyaya bu faydalardan mahrum olarak geliyorlar, her bir sancının, anne karnında geçirilen her bir dakikanın bebeğe faydası var. önümüze sürülen sezaryen sebepleri her zaman gerçek sebepler değil, eğer olsaydı türkiye'deki sezaryenle doğum oranları bu kadar yüksek olmazdı. ben uzman değilim, bunları ayrıntısıyla anlatacak durumum yok ama gerçek sağlık sebepleri dışında, doktorların keyfine göre planlanan sezaryenle doğuma sonuna kadar karşıyım. bilgi için aşağıda linkini verdiğim siteye bakabilirsiniz.


* başlık ve ilk cümle dr.hakan çoker'in sitesinden alıntıdır (tık)

8 comments:

Unknown said...

SSVD ile ilgili gruplar var sanırım, oralara üye olsanız belki dr. seçiminde yardımcı olurlar.

yasemin said...

bahar, mail grubuna yıllardır üyeyim ama sonlara çok yaklaştım, doktor değiştirmeyi pek istemiyorum artık.

Burcu Çalışkan said...

bir çok şey insanların kolayına geldiğinden doğal sürecinden uzaklaştırılıyor ne yazık ki. isteyen her annenin normal dogum yapabilmesini diliyorum bende. sizde hayırlısıyla bebişinizi kucağınıza alırsınız umarım. sevgiler

senem said...

kızımı planlı sezaryenle doğurmuş olmak hayattaki eeen büyük pişmanlıklarımdan birisidir. ona bu dünyaya ne zaman geleceğine kendi kendisine karar verme hakkını tanımamış olduğum aklıma geldikçe burnumun direği sızlıyor. bir kez daha doğum yaparsam muhtemelen yine sezaryen olacaktır ama bu defa en azından doğumun kendiliğinden başlamasını beklemeye çok ama çok kararlıyım.

sağlıklı ve kolay bir doğum diliyorum.

Anonymous said...

Yasemin, umarim doktorunun fikri degisir de sezaryene gerek kalmadigi surece normal normal gider hersey. Keske Hakan Coker'ler her yerde olsa, of ya.

k.i.s.d. said...

3. gün kontrolüne gittiğimde bebek odasında emzirirken oturamıyordum (biraz dikişim vardı) hemşire oturamadığıma şaşırdı:
-Normal doğum mu yaptınız?
- Evet!
- Sizi anlatıyorlardı o zaman.
Nasıl yani ünlemli bakış...
- Bu hastanede son 6 aydır yapılan 3. normal doğum sizinki de. Bir de uzun sürmüş, çok takdir ettik.

Tablo budur, ben de annemin adeta bir sezaryen usulü bulanın yaklaşımı ve ağır baskısı nedeniyle bilinç altım normal doğumdan başka doğum yoktur fikrine şartlanarak büyüdüğümden bu doğumu seçtim. Yoksa sezaryenin bir doğum şekli olmadığı aklımın ucundan bile geçmezdi.

Neyse... Umarım gönlüne göre ve en önemlisi huzurlu bir doğum olur. Sezaryen bile olsa doğumun başlaması beklenebiliyor artık. Epidural falan zaten biliyorsundur.

Çok sevgiler.

yasemin said...

sağolun ama ben artık ümidi kestim çünkü (postta bahsetmedim herhalde) bebek iri olduğu için de istemiyorlar normal doğumu. yine de belli olmaz son ana kadar. bakalım.

ilkinde doğum başlamış ve 18-20 saat kadar da sürmüştü, sonrası hastaneye gidiş: epidural ve sezaryen.

şimdi fikri değişmez doktorun, sanmam. ancak doktor değiştirilebilir ama benim de yeni birine gidesim kalmadı artık. yoksa normal doğumu yeteri kadar istemiyo muyum :p duruma razı olduğuma bakınca bazen böyle düşündüğüm oluyor...

k.is.d. üstünden çok zaman geçti ama tebrik ediyorum seni, o ortamda normal doğumu başarmışsın. kolay değil, kendimden biliyorum :p

Zeynep said...

Evet ya ulkemizin sacma sapan uygulamalari yuzunden ne kadar cok korkmusuz biz. Simdi ben Almanya'dayim ve normalmdogum istiyorum ama o kadar korkuyorum ki bu kosullanmayla son anda bir sey cikar da sezeryan olursam sasirmayacagim resmen. Gecen hafta gittigim su jimnastigi kursundaki kadin dedi ki bebek doguma az bir zaman kala donmediyse suda amuda kaldiritiyoruz ve cok fazla ise yariyor. Herseye careleri var resmen ve bu ortamda korkmamam lazim ama korkuyorum. Ozellikle dikis kismindan.