Tuesday, December 7, 2010

hrant'a

deli anne'den gelen 55. sayfa mimine göre kitaplığın karşısına geçip gözü kapalı seçeceğimiz bir kitabın 55. sayfasından bir pasaj yazacağız. ne olacak alakasız bir kitabın kimseyi alakadar etmeyecek 55. sayfasından öylesine havada asılı kalacak bir paragraf yazınca anlamıyorum. daha önce de dolaştı böyle mimler ortalıkta hatta bir tanesi bana da geldi, slyvia plath'ın günlükleriydi elimin altındaki, yazdım bir paragraf gitti.

ben şimdi kütüphane karşısına falan geçmeden yine elimin altındaki kitaplardan birinden bir pasaj yazıyorum. zaten deli anne de başucu kitaplarından birinden, mesnevi'den yapmış alıntıyı.


ölümünden kısa bir süre sonra yayımlanan hrant'a adlı kitap, hrant'ın ardından yazılan mektuplardan ve yazılardan oluşuyor. kitapta yazısı bulunan yazarlardan bazıları: adalet ağaoğlu, ali nesin, ara güler, banu güven, gündüz vassaf, murathan mungan, perihan mağden, piyale madra, rakel dink, sevan nişanyan, sezen aksu, vedat türkali, yılldırım türker.

55. sayfa ayşe gül altınay'ın yazısına rastlıyor.

"Savaş oyununu oynamamakta, savaş dilini kullanmamakta ısrar eden Hrant'ın kimseyi "düşman" olarak görmemek konusundaki samimi direnişi, herkese karşı ifade ettiği sevginin samimiyeti pek çok kişiyi huzursuz ediyordu. Türk milliyetçiliğinin egemen biçimlerini şekillendiren "düşman" söylemini, "düşman"ları acı çeken insanlara dönüştüren güçlü hikayeleri ile kırıyor, insanları bu acıları hissetmeye, kendi acıları üzerine düşünmeye ve başkalarının acılarından sorumluluk duymaya zorluyordu.

Hrant'ın derin insanseverliği herkese bir şekilde dokunuyordu. Etyen Mahçupyan'ın acılı ifadesiyle:

'Hrant'ın gidişine bugün yürek dayanmıyorsa, onun yüreğinin hepimizi kucaklayacak kadar derin olmasındandır. Hrant'ın gücü böyle bir yüreği liderlik vasfıyla, cesaret ve ahlakla bütünleştirmesindeydi. Ama Hrant'ı asıl Hrant yapan şaşırtıcı, birçokları için yadırgatıcı samimiyetiydi. Bu toplumun çoktan kaybettiği, hatırlatıldığında gocunduğu, önüne çıktığında ürktüğü samimiyet...

Hrant bu özelliğiyle hepimize ahlaki bir duruşun ne olduğunu, insanın 'kendisi' olmasının nasıl bir şey olduğunu gösterdi ve gerçekte bize kendi ezikliğimizi hatırlattı. Onu hazmetmek o yüzden kolay değildi. Sırf varlığıyla ve apaçık insani duruşuyla Türkiye'yi utandıran adamdı o...'

(Zaman, 21 Ocak 2007)"

1 comment:

Deli Anne said...

:( (Her acı olaydaki gibi, her savunmasız insanın/ canlının pis emeller uğruna kolayca katledilişi gibi,hele ki Hrant gibi en masumların kurban seçilişi.. Boğazım düğümleniyor).