Sunday, January 8, 2012

freecycling :: birinin çöpü diğerinin hazinesidir*


başlık timeout dergisi'nin nisan 2011 sayısından. bugün taşınma hazırlıkları kapsamında, yeni evde mutfak açık olmadığı için kullanamayacağımız iki adet bar taburesini freecycle istanbul mail grubu aracılığı ile yeni sahibine verdim. dün gece verilecek diye attığım maillere gelen ilk cevabın sahibiyle gündüz yaptığımız birkaç yazışmanın ardından öğleden sonra tabureler evden gitti.

freecycleistanbul mail grubu aracılığıyla artık kullanmadığınız eşyalarınızı ihtiyacı olanlara vermeniz ya da ihtiyaç duyduğunuz eşyaları grup üyelerinden istemeniz mümkün. daha önce hamile kıyafetlerimi istekte bulunan birine göndermiştim ve bugün de bar taburelerini verdim. ilkinde gruba gelen istek mailinin sahibiyle irtibat kurdum ve kıyafetleri adresine gönderdim. ikincisinde ise gruba "verilecek: bar tabureleri" şeklinde bir mesaj yolladım. tabureleri ilk mail gönderen kişiye verdim, sanırım öğrenciydi.


"Freecycle, elinde kullanmadigi esyalar olanlar ile, o esyalara sahip olmak isteyenleri, tamamen ucretsiz olarak e-mail yolu ile birlestirmeye ve geri donusumu arttirmaya calisan, uluslararasi bir projedir. Tum uyeler esyalarini burada sunabilir veya aradiklari esya icin istekte bulunabilirler. Ama temel kural burada sunulan veya aranan her esyanin ucretsiz olmasidir.
Freecycle Grubumuz, Turkiye'de yasayan veya calisan herkese aciktir. Uyelik ucretsizdir.
Diger sehirlerdeki gruplara http://www.freecycle.org/group/TR/Turkey adresinden erisebilirsiniz. Kardeş Freecyle grupları (Ankara, İzmir ve Bolu) için sol sütundaki Links kısmına bakınız. Geri dönüşüm için bu grupları da denemeyi unutmayınız.
Grup yoneticisi ile freecycleistanbul-owner@yahoogroups.com adresinden irtibata gecebilirsiniz."
tabureleri yeni sahibine verirken onları alırkenkinden daha mutlu olduğumu farkettim, 7 yıl kullanıldıktan sonra şimdi bir öğrenci evinde yeniden işe yarayacaklar, onlardan boşalan yere baktıkça bunu düşünüp seviniyorum.

kullanmadığınız eşyaları elden çıkarmanın çok pratik bir yolu bu gruba üye olmak. her evde artık kullanılmayan ama ona ihtiyacı olanları mutlu edecek bir eşya mutlaka vardır. bu eşyaların dönüşümünü gerçekleştirmemiz lazım. almak kadar vermenin de mutlu ettiğini görmek için, durmadan pompalanan tüketime karşı durmak için, evlerimize ve kendimize nefes aldırmak için.

tabureleri verdikten sonra okunmuş dergileri elden geçiriyordum, tesadüf bu ya, timeout istanbul nisan 2011 sayısında, grubu kuran taner ertunç'la yapılan röportaja denk geldim. röportajdan:

Projeyi nasıl hayata geçirdiniz?


Almanya'ya geldiğim ilk yıl, kolalı içecek üreticileriyle hükümetin müthiş bir çekişmesine şahit olmuştum. Hükümet teneke kutulu içeceklerin tenekelerinin, üreticiler tarafından geri toplanmasını ve geri dönüştürülmesini istiyor, büyük içecek üreticileri ise bunun çok maliyetli olacağını öne sürerek kanunu engellemeye çalışıyordu. Sonunda hükümet geri adım atmadı, kanun teklifi yasalaştı ve bir gün içinde ülkedeki bütün teneke kutular mağaza raflarından kaldırıldı. O zaman çok daha iyi anladım ki, bir malın bize maliyeti sadece ona ödediğimiz ücret değil; toplam satın alma maliyeti içinde o malın çöpünden ve hatta kendisinden kurtulmak için gerekli olan maliyeti ve çevreye verdğimiz zararı da hesaba katmalıyız. Bu gözle baktığımız zaman henüz kullanılabilir, ekonomik ömrünü tamamlamamış elimizdeki bir mobilya, tenis raketi, kayak, televizyon esasen sadece bu eşyayı alanı değil vereni de sevindirmeli (az önce ben de bunu söylemedim mi! :)) İşte bu karşılıklı sevinç duygusu, benim freecycle'a ilgi duymama sebep oldu. İstanbul grubunda bir eşyaya ihtiyaç duyan kişi bunu uzun uzun ekonomik durum ve benzeri gerekçeyle izah etme gereği duyuyor, oysa ki o kişilere de izah etmeye çalıştığım gibi konu kişisel ekonomik durum ve o eşyayı alabilir olmaktan ziyade eşyayı alanı da, vereni de mutlu edecek toplumsal sorumluluk ve borç meselesidir.


Freecycling gibi uygulamaların çevreci yaklaşımlara nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz?


Artık bir malı satın alırken onun üretimindeki karbon salınımı ile oluşturduğu maliyetten tutun da eskidiğinde nasıl geri dönüştürüleceğine kadar pek çok maliyeti hesaplamamaız gerekiyor. Bir mal henüz ömrünü tamamlamadan bugünkü tüketim toplumu gerçekleri içinde onu çöpe göndermek aslında çevreye verdiğimiz en büyük zarar. Şunu özellikle belirtmek isterim ki, başarılı bir dönüşüm sağlayabilmemizde bütün katkı grup üyelerinindir. Pek çok e-mail grubuna üyeyim ancak bu kadar amaca dönük çalışan, konu dışı, spam vb. gibi mesajların sıfıra yakın olduğu, tartışmaların otokontrol ile belli bir seviyede tutulduğu başka bir grup görmedim. Oysa üye sayısı 5000 kişiye yaklaşan bir grupta sorunlar yaşanması beklenebilirdi. Toplam sekiz milyon üyeli 5000 şehir arasında freecycleistanbul grubunun en başlarda yer aldığını söyleyebilirim. (...)

* one man's trash is another man's treasure 

13 comments:

heidi said...

Dün akşam bizim evde sıklıkla sen anıldın. Uzunca zamandır ertelediğim kitaplık toparlama projeme ucundan bir girişiverdim. Eşim eski gezi,atlas,national geographic,bilumum edebiyat dergilerimi atmaktan yana. Ben küçük emrah gibi ağlamaklı. Hem seni anlatıyorum. Ne güzel diyorum okduğu kitapları gözden çıkarıyor. Ben de yapsam ya modundayım. Hem de hiçbirine kıyamıyorum. Zor da olsa ikna oldum. Tüm dergileri toparladım. Ki 98 yılından bu yana abone olduğum düşünülürse tablo vahim. Ama şimdi önemli soru şu; bunları nereye vereceğim. Doğu ya da batı ihtiyacı olan bir okulun kütüphanesi mi,neresi....bu düşüncelerle yatıp sabah senin yazını gördüm. Siteye üye olmadım ama sence orada dergiler işe yarar mı. Senin kendi dergilerinle ilgili projen nedir?

Sevgiler.

asliberry said...

Yahu Yasemin sen eşi dostu akrabası olmayan bir adam değilsin ki. Bu siteler batının yalnız insanları için gerekli siteler olabilir ama sen öz be öz Türksün! (ahha bu lafı gıcık ol diye yazdım) Bak bu kadar da okuyucun var. Bir post atsaydın, ben de dahil bir çok kişi atlardık İkea bar taburelerine. Olmadı şimdi bu.

yasemin said...

aslı telden yorum yazamam ama duramadım çevremdekilere sordum tabi zaten böyle açığa çıkan bi tek onlar degildi. Talibi olmayan eşyalar olabiliyor böyle yarım gün içinde aldı türk ögrenci arkadaş :-p

asliberry said...

Haa tamam o zaman gene bir Türke gittiyse sorun yok:)

füs said...

ben siteyi beğendim, hatta evdeki oto bebek koltuğunu vereyim dedim ama siteye girmeden önce, yasmin senin vasıtanla buradan sormuş olayım, bebek koltuğuna ihtiyacı olan var mı? az kullanılmış bir bebek koltuğumuz var, beni bu yorumdan bulup, ilgilenen olursa, detayları konuşuruz.

yasemin said...

füsun, kaç kilolar arasıydı o, benim sizin antrede gördüğümse geçen haftalarda doğum yapan bir arkadaşıma sorabilirim. hemen bizim arka sokaktalar, ona yarayabilir. sana haber edeceğim.

yasemin said...

hilal, freecycle'da dergi paylaşımları olduğunu görmüştüm. denemekte fayda. ben bu mail grubunda şunu gördüm. en işe yaramaz gibi görünen şeylerin bile bir meraklısı var. okuduğumda, hadi canım, onu kim ne yapsın, diye düşündüğüm şeyleri isteyenler çıkabiliyor. ekonomik ömrünü tamamlamamış her şeyin el değiştirmesi için harika bir mecra.

ben dergileri okur okumaz kapı önüne koyuyorum. bizim kapıcı topluyor ve apartmandan topladığı tüm gazete ve dergilerle birlikte sanırım eskicilere satıyor ya da kağıt toplayıcılara veriyor. o da bir nevi geri dönüştürüyor yani. dergi biriktirmekle başa çıkamam. buna rağmen roll ve post expressleri tuttum, expressleri hala okuyup saklıyorum. şimdi bir +bir var, bir de onları tutuyorum. onların kapladığı yerde gözüm yok. insan her şeyden de vazgeçemiyor ki :p

kütüphaneleri de deneyebilirsin. öncesinde açıp sormakta fayda var veya okul kütüphneleri olabilir. tabi adam gibi arşivleyecek bir okul bulmak lazım.

yasemin said...

aslı, şimdi evdeyim rahat yazabilirim :)

ben artık kullanmadığım eşyalari önce internetten satılabilir/satılamaz olarak grupluyorum. bir kısmını bu şekilde satıyorum. özellikle bebek eşyaları, bazı kitap ve cdler için bu iyi bir yol.

satılması zor olanları/yüksek kargo ücreti gerektirecekleri/teslimatı zor olanları vs. ihtiyacı olabilecek arkadaş/tanıdık/akrabalara soruyorum. isteyen alıyor. bu şekilde de alıcısı olan çok bebek, giyim ve ev eşyası oldu. emzirme yastığımı mesela bugün 6. bebek ve annesi kullanıyor.

en son çevremde o an ihtiyacı olmadığı için talibi çıkmayan eşyalar için de kısa zamandır freecycleistanbul grubu işime yarıyor. hamile kıyafetlerim mesela daha önce bir arkadaşım tarafından da kullanılıp sonra bana geri verilmişti. grup sayesinde üçüncü kullanıcıya gitti.

freecycle grubu bu iş için oluşturulmuş bir mecra, bu iş için blogdansa orayı tercih ederim. vereceğim eşyanın yeni ev kuran birinin ya da bir öğrencinin ihtiyacını karşılayacağını bilmek, o kişiyi tanımasam da güzel bir duygu. buranın özellikle öğrencilerin ve yeni ev kuranların ihtiyaçları için çok iyi olduğunu düşünüyorum.

şunu da söylemem lazım, biz birkaç defa elden çıkarmak istediğimiz eşyalarla ortada kalakaldık. o zaman bu gruptan haberimiz yoktu. biri kardeşim okulunu bitirip uzun dönem askere gideceği zamandı. öğrenci evi kapanacaktı ve eşyalarını verecek bir yer bulamadı. bunun yalnızlıkla çok da ilgisi yoktu. diğeri büyükannem öldüğü için evini kapatacağımız zamandı. kullanılmış bir koltuk takımını alacak birileri insanın çevresinde her zaman olmayabiliyor. bu eşyaları bedava da versen eskiciler de istemiyor. oysa bu grupta o koltuk takımını yarım günde ihtiyacı olan birine verebiliyorsun.

türkler demişken, türkler eşyalarını kullanmasalar da elden çıkarmaya pek yanaşmıyorlar. kullanılmayan şeylerin evin bir köşesinde çoğu zaman öylece durmasına razı oluyorlar. dolap dolap, sakla sakla. dura dura eskiyor bazı şeyler. evler sıkış tepiş. eşyaya bu kadar bağımlı olmanın bir anlamı yok, bu evde ömrünü tamamlamış bir şeyi verelim, başka biri daha kullansın. ne olacak saklayıp da? bir daha okumayacağın kitap rafta durunca ne olacak?

son olarak, konu dışı olduğunu düşünsem de, batının yalnız insanlarından çok da farklı bir hayatımız yok bizim istanbul'da. biz anadolu'nun bağrından kopup geldik. burda aile yok, yardimci yok, bi şey yok, ben hastalansam onur işe gitmiyor, o derece! batıdan o kadar da uzak değiliz yani :p

yasemin said...

heidi, sana yazdığım cevaba nedense hilal diyerek başlamışım, pardon. pzt. taşınıyoruz ya, kafam iyice karıştı sanırım.

asliberry said...

Yasemin, şaka takıldım sana sen bu grubu daha önce de yazdın diye hatırlıyorum. Hatta ben iş yerindekilere de bu yazını postaladım, bir sürü insan da üye oldu. Doğru söylüyorsun büyük şehirlerde artık yapayalnızız. Bu eşyadan kopamama durumu daha çok yokluk görmüşlerin, özellikle annemin kuşağının bir alışkanlığı. Her şeyi zor elde ettikleri için kopamıyorlar. Hatta kayınvalidemin diline pelesenk olmuş bir deyimi bile var, evden eskiyen bir şeyi çıkarmak istediğimizde 3 gün küsüyor ve 3 gün boyunca aynı şeyleri söylüyor; eskisi olmayanın yenisi olmaz kızım. Siz darlık görmemişsiniz kızım. Siz malınızın değerini bilmiyorsunuz kızım....:) Uzar gider. Bu okunmuş kitaplar konusuna ise hiç girmeyelim, her şeyimi vermek, hepsinden kurtulmak istiyorum da kitaplar söz konusu olunca bir cimrilik tutuyor beni. Kopamıyorum. Aynısı Yamanda da var. Üstelik Yaman benden daha beter bir durumda, sakın verme kitaplarımı, ben onları çocuğuma saklıycam diyor:) Ama hiç olmazsa 7 yeğene dağıtıyorum, okunduktan sonra geri almak koşuluyla, hiçbiri de geri getirmiyor. Bak iyi hatırlattın, bir çemkireyim kızlara.

Ayse said...

Güle güle otur eski arkadaşım. Yıllardır beklediğin hayale kavuşmuş olmalısın karşı yakaya taşınarak. Ailen zannettiğinden daha bir koşa koşa gelir bence hastalanırsan. Seni çok severler bilirim artık. Taburelerden artık üretmiyor olabilir IKEA dükkana çok baktım ama onlardan bulamadım. Gerçi artık çöpünü de vermeyebilrdin bana zaten zor olurdu taaa KOnyaya gelmeleri:)

Anonymous said...

Heeyy! Aşağıdaki yaş sayar dalgaya bakılırsa, bugün Rüya'nın doğum günü galiba. Nice senelere Rüya, ilk yaşın kutlu olsun! :)

Omer ARI said...

Kullanılmayan eşyaların yeniden işlevine kavuşması için yayın yapan www.verrr.com sitesini tavsiye ederim.