- yalnız bir şeye sevinebilirsin.
-?
-yarın bunların hepsi unutulacak.
işte unutmamam gereken bir şey varsa o da bu. yarın çocuklar büyüyecek, yarın cumartesi akşamlarını bizimle değil arkadaşlarıyla geçirmek isteyecekler, yarın yaşımın ilk basamağı 3 olmayacak, yarın bugün beni kızdıran şeftali reçeli ve kurabiye, yenmeyen sebzeler ve yemekle alakası olan - olmayan, önemli olduğunu sandığım diğer şeyler, yarın bunların hepsi unutulacak. ve cem olmasa ben şimdi bunları düşünüyor olmayacaktım.
yarın bugünden geriye ne kalacak? çocuklar yarın bugüne dair neleri unutmayacaklar, çocukluk günlerini düşündüklerinde demek istiyorum, neleri hatırlayacaklar?
*
konuyla yakın bağı olduğunu farkettim; dün rüya uyurken izlediğim filmi haftasonu önerisi olarak yazayım, ben de bir kez daha izleyim bir ara: the tree of life.
10 comments:
Yarın doğumgününüz sanırım, o zaman ilk basamağı değişen yaşınız ve takibeden yaşlarınız size güzellikler getirsin. Sevgiler...
teşekkürler leylak dalı ama değil :) 3'ün 4 olmasına daha var ama çok teşekkür ederim. yarın derken gelecek demeye çalıştım ben ama cem gerçekten yarın diyordu sanırım, unutulacak derken. azıcık kızgındım da o sırada :)
:))
Sıcaklar okudğumu anlamamı biraz zorlaştırıyor galiba:))
Olsun, benimki de erken bir kutlama olsun, Cem'i de öpüverin benim yerime. (Benim oğlumun adı da Cem, söylemiş miydim?)
aaa :)
yasemin, yazın yine çok hoşuma gitti:) bu sıralar anneliğim konusunda hep sorular var kafamda. onun istekleri, benim doğru olduğunu düşündüklerim (ama emin de olmadıklarım), farklı kitapların farklı teorileri, içimden geçenler, öfkeme teslim olduğum anlar, sevgimin büyüklüğünden teslim olduğum anlar..neyse, cem'in lafı ve senin yorumun bana iyi geldi:)
Ben 2 yaşıma kadar geriye dönük anılarımı hatırlayabiliyorum. 34 aylık kızıma bakarken hep şunu düşünüyorum "Şu anda kayıtta" :)
senin yorumun da bana iyi geldi özden. geçen hafta kendimi çok yormuşum hasta gibiyim bugün, depresif halimi de buna bağlayım gitsin :)
çokbilmiş, evet aslında doğduğumuz andan hatta oluştuğumuz andan itibaren kayıttayız. hatırlamadıklarımız da kayıt altında, yastık altında, bilinçaltında, bir şeylerin altında sonuçta.
benim merak ettiğim çocukluklarını düşündüklerinde teker teker olaylardan ziyade bu dönemi nasıl bir hisle hatırlayacakları, nasıl bir tat, renk ya da bilmiyorum duygu?
Paul Auster Kış Günlükleri kitabında annesinin kendisine olan düşkünlüğüne atıfta bulunarak "bugün sende iyi olan ne varsa, bir gücün varsa, kendinin kim olduğunu anımsayamadığın o dönemden kalmadır" diyor. Çok seviyorum bu itirafı, ebeveynler tarafından iğdiş edilmemiş bir çocukluğu hatırlatıyor bana
hep ve nasıl bu kadar sarsıcı olabiliyorsun. seni her okuduğumda kafamı ekrandan başka bir yöne bazende derinlerime çevirip öylece dalıyorum. günlerce meşgul ediyorsun ve yol açıyorsun. sevgiler ve iyiki varsın ve yazıyorsun.
ilke
çok güzel ifade etmişsin, bunu sık sık ben de düşünüyorum. bu sorunun cevabından ise korkuyorum, yenmeyen yemekler, uyulmayan kurallar unutulacak ama daima kötü polis bir anne mi kalacak hatırlarında?
Post a Comment