son siyah saçım ve ihtiyar delikanlılara bazı öğütler

pazarı sakin ve tembel şekilde geçiriyorum. geçen hafta o kadar yorulmuşum ki bugün ayakta duracak halim yok. geç kalktım ve hiç iş yapmadım, bugün kendi evimde misafir gibiyim ve çok mutluyum. ev derli toplu sayılır, aslında bir silinmek istiyor ama kim yapacak; dolapta yemek yok ama bugün yemek yapmayacağım; rüya uykuda; onur'la cem sinemada, benim de izlemek istediğim bir filme gittiler. üç kişi sinemaya gidebilmemiz için rüya'ya bakacak bir kişi lazım. fırsat bulursam hafta içi bir akşam seansında gideceğim ben de.

yeni bir kitaba başlamıştım, az önce bitti, jean-louis fournier'in türkçe'de yayımlanan son kitabı son siyah saçım ve ihtiyar delikanlılara bazı öğütler. daha önceki iki kitabını rüya'ya hamileyken okumuştum. üç kitabını da okumanızı tavsiye ederim. hepsini aynı gün içinde okuyup bitirebilirsiniz ve böyle okursanız daha iyi edersiniz.

bundan önceki son postta yarın üzerine düşünmüştüm. yarın üzerine kitaptan bir alıntıyla devam etmek istedim. iyi pazarlar.

*

Büyükannemin her öğün sonunda tekrarladığı gibi: "Bitirmek lazım, yarına tadı kalmaz." Haklıymış.
Yarın bütün denizler küçük deniz scooterlarıyla kaplanacak.
Yarın hiç soğuk su olmayacak, sadece ılık su bulunacak.
Yarın hiç taze yumurta olmayacak; yüksek sıcaklar yüzünden tavuklar sadece katı yumurtalar yumurtlayacaklar.
Yarın sessizlik hiç olmayacak, hep fon müziği çalacak.
Yarın patikalar hiç olmayacak, sadece otoyollar bulunacak.
Yarın buğday tarlalarının yerini göz labildiğine mısır tarlaları alacak.
Notre Dame Kilisesi yarın park yerine dönüşecek.
Yarın öykülerin içinde reklamlar olacak.
Yarın televizyonda reklam kuşakları arasında programlar olmayacak.
Yarın istiridyeler pastorize edilmiş ve kutulanmış olarak satılacak.
Yarın Mösyö Bush'un oğlu ABD başkanı olacak.
Yarın bütün kızlar yaşlı olacak.
Yarın alay etme hakkı hiç olmayacak.
Yarın sigara içme, içki içme, gülme hakkı olmayacak.
Yarın insanın istediği gibi ölme hakkı bile olmayacak.
Biz de kıl payı kurtulacağız.