Wednesday, May 15, 2013

uzlaşma


çocuk (bir yandan birkaç taç yaprağını kopararak): emre emre, gel şu dinazor çiçeğine baksana
emre: dinazor çiçeği değil o, aslan çiçeği
çocuk: bence dinazor çiçeği
emre: ama eğer üfleme çiçeği olsaydı aslan çiçeği olurdu
çocuk: evet o zaman aslan çiçeği olurdu. bu papatya
emre: evet, papatya.

okul bahçesindeki hayatım sona erince bu naif  konuşmaları duyamayacağım. bu arada bahçede yanıma oturan, bana selam verip geçen ve sorular soran çocukların sayısı artıyor; mutluyum.

9 comments:

Selen said...

Bekle sen, yakinda o cocuklarin anneleri gelip muhabbet kurmaya calisacaklar.. o zaman hic eglenceli olmuyor ama.. :P

yasemin said...

bilmediğim şey değil :p cem sayesinde 6 yıldır bu işlerin içindeyim :)

dün hatta yuvadan bir anne whatsapp kullanıp kullanmadığımı sordu. sınıftaki çocukların anneleri whatsup'tan (nasıl yazılıyorsa) haberleşiyorlarmış. bense tahmin edebileceğin üzere kullanmıyorum :)

elif said...

aaa ama whatsapp tam senlik, boole 15 kisiyle ayni anda sosyallesebilirsin :)))

Selen said...

Hahaha... Yasemin biz iki yabani dinazor teknolojide çok geri kalmışız zamane annelerinden :D Ömer'in sınıfındakiler de sürekli beni arayıp kahvaltıya davet ediyorlar, şaka gibi! Gerçi biz o kadar teknolojik degiliz klasik şekilde cep telefonumu çaldırıyorlar :P Ama sabahın köründe ne zorum var bir sürü tanımadığım kadınla kahvaltı edeyim anlamış değilim. "Bebeğim var gelemem" diyorum "havalar güzel onu da getirin, ille de gelin" diyorlar.

Belki gitsem bana da sorarlar, neden bilmem tüm annelerin elinde bir akıllı telefon. Ben şahsen akıllı telefon kullanmıyorum, hatta çok gereksiz buluyorum. Bütün gün evdeyim, e çalışmıyorum da, evin interneti yetiyor bana. Kesintisiz, her yerde internete bağlı olma saplantısını anlayamıyorum ben, komik...

yasemin said...

elif,
tabe tabe, bayılırım. hemmen.

selen,
ya bebek aslında nefis bahane; sıkılıyorum, antisosyalim demektense bebek var demek kurtarıcı oluyor(du) derken rüya bebeklikten çıktı. gerçi halen bezli olduğu için ben bebek demeye devam ediyorum, dil pabuç olsa da. ne kadarlık diye soranlara (geçeli 8 ay olsa bile) geçti biraz 2'yi diyorum.

yalnız biz iki yabani, blogosfer sayesinde tanışıp görüşmeye başlamadık mı, garip ama gerçek :p

özden said...

kendini iyi hissetmek için olmak istediğin bir yer, bir durum söyle deseler ilk olarak değil belki ama ikinci olarak bunu tarif ederdim:bir anaokul bahçesinde elimde kitabımla oturmak ve gelip geçen çocuklarla sohbet etmek. ilki kesinlikle deniz kenarında, bir denizde yüzerken bir kıyıda uyurken, bir nefis şeyler şeyler yerken, bir kitap okurken, tatlı tatlı rüzgar eser ve denizin sesi bana "hayat güzel tatlım" derken gibi bir şey olurdu.

özden said...

şanslısın be yasemin :) maşallah :))))

yasemin said...

öyle mi özden? ben pek öyle hissedemiyorum şu anda, bakalım yarın ne olacak? bahçe güzel de artık biraz alışsa da ben de uzasam :)

anne kaleminden said...

çok komik bir diyalog gerçekten çok güldüm :))))))))))