03:18 bebek dostu hastanede epiduralli sezaryen ile doğum yaptım. hastanede 4 gün kaldık.
04:00 odaya geldim, cem'i getiren hemşire nasıl emzireceğimi gösterdi, cem bütün bebekler gibi emmeyi biliyordu, ilk sefer çok çok kolay oldu. süt geldi-gelmedi, cem memeyi aldı-alamadı gibi sorunlar yaşamadık; cem emdi ve uyudu.
günün devamı: bebek dostu hastanenin bazı yeni doğan hemşireleri emzirme konusunda anneye nasıl yardım edileceğini bilmiyorlar. hele bir tanesi var ki, çok fena, zorlayıp duruyor insanı, hem işini bilmiyor hem de aksi. yan dönün, sola dönün, sağa dönün, şu yastığı şuraya koyun... hoff... o gelince dakikalarca uğraşıyoruz emzirebilmek için.
2. gün: emzirmek o kadar da kolay değilmiş, bebeğin memeyi yakalaması bazen çok zor. hemşire de tecrübesizse olmuyor, canım yanıyor, uzun süre emdiği için de acı artıyor. ilk gece ateşlenip bayılmışım, cem ağlamış, duymamışım bile.
neyse ki bugün emzirmeyi hastaneye ziyaretimize gelen halamdan 2 dakikada öğrendim, bir daha da yardıma ihtiyaç duymadım zaten "yardımlar" işi uzatıp zorlaştırıyordu. bu arada televizyonda bir kanalda emzirme konusunda bilgilendirici film yayını 24 saat ama benim bu filmden pek yararlandığım söylenemez.
bir hemşire geldi, "bebeğiniz ağlıyor, sütünüz yetmiyor herhalde, pompa getirip süt miktarına bakacağız." dedi.
yetmiyor mu?
"gerek yok pompaya, daha dün doğdu, sütün yetip yetmediğini anlamak için erken. ben biliyorum, sütüm var. pompayı getirmeyin daha yeni emdi, pompayla bir şey gelmeyecek."
hemşire: "bi getirelim, bakmamız lazım."
istemiyorum diyorum, dinleyen yok ki. cem çok uzun emmişti, pompayla hiç süt gelmedi. bundan sütüm yok diye bi sonuç çıkaracaksak yandık. olmasa ben hissederdim.
birkaç saat sonra yenidoğan doktoru geldi ve "emmesi bitince 10 cc mama takviyesi yapalım, doymuyor olabilir." dedi. cem diğer bebeklere göre daha fazla ağlıyormuş ama öyle abartılı bir durum yok bence. uzun süre emerse güzelce uyuyor ama çok uzun emiyor, bu da çatlakları başlatıyor, acıyor.
"mama takviyesi yapmayalım, istemiyorum. çok erken daha."
doktor: "10 cc hiçbir şey değil ki, şu kadarcık."
"ben biberon kullanmak istemiyorum, gerçekten mecbur kalmadıkça anne sütü dışına çıkmayacağım. sütüm olduğunu düşünüyorum, mama vermeyin."
mamanın tadını alan bebeklerin anne sütünü reddedebildiğini okumuştum, mama daha şekerliymiş + biberondan içmek daha kolaymış, böyle değilse bile istemiyorum, biberon istemiyorum, bir damla bile mama istemiyorum o anda. cem'in doğumdan sonra, sütten önce gelen kolostrumdan başka bir şeye ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. hamileyken pompa, biberon ve mama kullanmamaya karar vermiştim. bunları kullanma özgürlüğümüz olduğu gibi, kullanmama özgürlüğümüz de olmalı. herkes çok cins bi tip olduğumu düşünüyor sanki ama fikrim sabit.
hastanede 3. gün, öğleden sonra
yenidoğan doktoru: "rekor kırdınız, cem 1 günde 100 gr. almış."
biliyordum, yeteceğini biliyordum. o gün emzirmenin en önemli koşulunun sütün geleceğinden ve yeteceğinden şüphe etmemek olduğunu gördüm. bu arada, meğer cem'in sürekli emerken bir bildiği varmış. cem durmadan emerek süt üretimini başlattı ve sütü kısa sürede arttırdı. "bak gözü kapalı, uyuyor, emmiyor; boşa emiyor, memeyi bıraktır artık" türü sözleri dinlemeyebilirsiniz. bebekler neyi niye yaptıklarını bilirler, siz kendinizi ve bebeğinizi dinleyin.
yenidoğan sarılığı geçirmedi cem, 3 geceden sonra çıktık hastaneden. bu arada cem'in sakin bir bebek olmayacağı belli; kuzu burcu değil, keçi burcu.
hastaneden çatlaklar için medela purelan krem verdiler. bu krem iyi geldi, ilk haftalarda kullandım, daha sonra gerek kalmadı. bir de C şeklinde bir yastık önerdiler, emzirme yastığıymış, hastanede satılıyordu, aldım çıkmadan, evde uzun süren emzirme seanslarında çok işime yaradı, benden sonra arkadaşlarım da kullandı.
hastanede emzirme:
* kim bilir kaç kere okudunuz bunu: doğumdan hemen sonra, mümkünse ilk 1 saatte emzirmeye başlayın.
* bebeğinizi sık sık, uzun uzun, bol bol emzirin, bebeğin emmesi süt üretimini tetikliyor. bebek ilk günlerde sadece karnını doyurmak için değil kendisini büyütecek sütün üretilmesi için de emiyor.
* anneyle bebeğin arasındaki ilk bağlar emzirme sırasında kuruluyor.
* doğru emzirme tekniğini gösterebilecek tecrübeli birini bulun.
* kendinize güvenin, süt yoksa, azsa; yetmeyecek, yetmiyor... diyenler varsa bile dert etmeyin, rahat olun, süt gelecek. endişe sütü kaçırır.
* emzirirken rahminiz eski şekline daha hızlı döner, doğum sancısından daha hafif olan kasılmaları (hafif başlayan ve 20. saatin sonunda iyice şiddetlenen sancıları çektim. bu da başka bir hikaye) ilk günler her emzirme seansında hissedersiniz.
emzirme daha ilk andan itibaren annenin çok kararlı ve metin olması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. belki yurdumuzda böyledir bilmiyorum çünkü birileri sürekli sütünüzün kesin yetersiz olduğunu, yaramadığını, bebeğin bu yüzden ağladığını tespit eder; birazcık büyüdüğünde bebeğinizin neden topaç gibi olmadığını sorar, mama takviyesi önerir... onun torunu 3 aylıkken 6 aylık gibi duruyordu, sizinkinin hali nedir böyle, yaramamış sütünüz işte. bir de siz daha ne kadar emzireceksiniz sorması ayıp? neeee, 6 aydan sonra anne sütünün hiçbir işe yaramadığını bilmiyor musunuz :p
11 comments:
Cok guzel bir yazi, emeginize saglik:) Herkese onerecegim:)
teşekkürler :) doğum konusunda özgür'e söylediklerinizde çok haklısınız. bakın benim de başıma aynısı geldi, 20 saat sancıdan sonra epiduralli sezaryenle doğum yaptım, buna da şükür.
Çok faydalandım. Ne olur yazmaya devam edin. Bu tarz hikayelerden de anlıyorum ki anne dediğin biraz kaplan olacak. Öyle her doktora, her hemşireye bakmayacak.
Çok güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler...
özgür
özgür, domates çorbası beslenme maceramızın ilk günlerini getirdi aklıma, özellikle ilk kısmının sana yetişmesini istedim ;)
çok teşekkürler!!! tüm anne adaylarına bu yazıyı tavsiye edeceğim. kötü birşey duydum ama insan bu mama ısrarının ardında kötü niyet aramıyor değil! bazı hemşireler bu mama üreticilerinden bebekleri ilk günden mamaya alıştırsınlar diye para alıyorlarmış!!! mamacılar için ne kadar çabuk o kadar iyi!!
Biz taşınıyoruz...
Yasemin,
cok güzel yazmissin.Bu iste en önemli etken annenin kararli olmasi,cevredekilerin destek olmasi.Türkiye'de dedigin gibi herkes cok karisiyor.O açıdan uzakta oldugumuz icin cok mutluyum dogrusu!
ben ilk günler emzirme pozisyonunu bir türlü çözemediğim için kan ter içindeydim, sonra Yaman'ın hala gittiğimiz çocuk doktoru, bebeğin bir kolunu, emzirdiğim taraftaki koltuk altıma koymamı söyledikten sonra rahatladım. böylece ben bebeğime sarılırken, o da bana sarılmış oluyordu. hem de en isabetli duruş sağlanmış oluyordu. bebek özledim birden ya. nereden hatırlattın şimdi.
aslı asıl benim burnumda tütüyor, hiç aklımdan çıkmıyor.
ışıl, uzak olmak gerçekten avantaj :)
yeliz, sağlık sektöründe olanlar, karşımıza çıkan doktorlarda karşılaştığımız kifayetsizlikler güvenimi sıfırladı artık hiçbir söyleneni iyice incelemeden (?) uygulayamıyorum. emzirirken ve süt sorunu yaşamazken mama numunesi veren doktorlar da gördüm, işte doğumdan hemen sonra lüzum yokken takviye yapalım diyen de.
sana rahat bir doğum ve emzirme dönemi diliyorum.
bilgi için teşekkürler evlat :)
dedim noluyor!!! ben, yasemin hamile kalıp doğurana kadar mı bakmadım hiç bu blog'a ??? neyseki hemen anladım :P benim yetmedi be yasemin :( derttir içimde, sırf anne sütüyle 2 ay zor dayandık dayandım demeliydim, halam telefondan bile çocukların açlıktan ağladığını savunup mama ver diye ciyaklıyodu, fırk!)
çok özledim sizi, aşağıları da okuyayım..
ay inanamıyorum marifetteyzenin şifresini unutmuşum giriş yapamamadım.. Vildan ben
vildan nerelerdesiniz yahu? ben de çok özledim, hala bi ümit tıklar dururum, daha sık güncelle bak unutmuşsun şifreyi :)
ben hala ikiz istiyorum inşallahh, 40.000 kere söylemişimdir herhalde, olur mu ki artık :p
kızlara öpücük.
Post a Comment