Wednesday, November 24, 2010

the baby book

haftasonu hep birlikte cem'in yakın arkadaşlarından birinin (kaya) evine misafir olduk böylece rüya da ilk defa anneannemden sonra bir ev gezmesine gitmiş oldu. çocuklar içerde oynar, büyükler mutfakta takılırlarken ben de slingde uyumakta olan rüya'yla birlikte kitaplığın dibindeki sallanan koltuğa oturdum. raflarda searslar'ın the baby book'unu görünce kitabı çektim ve karıştırmaya başladım. cem küçükken bir kısmı çöpü boylaması gereken pek çok kitap okumuştum. o dönemde karşıma çıkan her bebek kitabını alıp okumak konusunda oldukça obsesif bir moddaydım. onca mesaiden sonra kayda değer bulduğum az sayıdaki kitaptan biri, cem 2 yaşındayken, migros'ta karşıma çıkmıştı. o zamana kadar gelen bebeğimi şımarttığım yollu imalardan ve eleştirilerden sonra, kitabın cem'le kurduğumuz ilişkiyi destekler nitelikte olduğunu görünce çok sevinmiştim.

rüya'ya hamileliğim sırasında altını çizdiğim satırlara yeniden göz atarken bebek (ya da çocuk gelişimi mi demek lazım?) kitaplarına ilgimin epey azalmış olduğunu farketmiştim ancak the baby book'u elime alınca yeniden içinde kaybolacağım bir kitaba kavuştum. bendeki başarılı çocuk, bu kitap kadar kapsamlı bir içeriğe sahip değil, bir de kitabı orijinal dilinden okumakla çevirisini okumak arasındaki fark var tabii.

o gün kayalar'dan ayrılırken kütüphaneden the baby book ile birlikte iki kitap daha tırtıkladım, ilgimi çekerlerse onlardan da bahsederim sonra ancak şimdiye kadar okuduklarımı göz önünde bulundurarak söylüyorum, eğer benden bebeklerle ilgili tek kitap ismi vermem istenseydi, hiç tereddütsüz "the baby book" derdim çünkü bu kitap, anne babalara asıl kitabın kendi bebekleri olduğunu söylüyor. evet, kocca kitabın tek cümlelik özetini yapacak olursam william sears'ın bu cümlesi yeterli olurdu herhalde:

asıl kitap bebeğinizdir.


kitaptan:

"What is "hard" about parenting is the feeling "I don't know what he wants" or "I just can't seem to get through to her" If you feel you really know your baby and have a handle on the relationship, parenting is easier and more relaxed. There is great comfort in feeling connected to your baby. Attachment parenting is the best way we know to get connected. True, this style of parenting takes tremendous amounts of patience and stamina, but it's worth it! Attachment parenting early on makes later parenting easier (denedim, doğru :), not only in infancy but in childhood and in your child's teenage years. The ability to read and respond to your baby carries over to the ability to get inside your growing child and see things from his or her point of view. When you truely know your child, parenting is easier at all ages."

(sf.11)

martha & william sears'ın türkçe'ye çevrilen kitapları için TIK
idefiks'te indirim başlamış!

11 comments:

sadan said...

yasemin,
bu turkce'ye cevrilmemis oyle mi? gecenlerde sana sordugum adan zye bebek bakimi saniyordum ben bunu.

yasemin said...

şadan olabilir, ben okumadım ama görebildiğim kadarıyla o çeviri oldukça kısaltılmış. bu epey kallavi, hacimli bir kitap çünkü.

Öykü said...

evet,ben de bu kitabı ilk 3 arasına koyarım.
hatta bugün ben de bir bölümüne blogumda yer vermiştim.

http://oykudenhikayeler.blogspot.com/2010/11/uc-soru.html

sevgiler

yasemin said...

güzel bir tesadüf :) peki ilk 3'ün diğer iki kitabı hangileri?

yaban said...

attachment parenting boyle oluyor herhalde, dorduncu, besinci, altinci trimester lar..

yasemin said...

yaban, aslında hiçbir koşulu yok, bebeğini anlamak ve kendi içinden geleni dinlemek dışında. slingmiş, cosleepingmiş onlar teferruat kalıyor. bence en özgür yaklaşım bu, saat yok, kural yok, "doğru"lar yok, ölçümler, dakikalar, ccler yok, çok rahat. endişeye mahal yok, kimse şımarmayacak ;) aksine şımarır mı korkusu olmadan büyütülen çocuk çok daha erken ayakları üzerinde durmaya başlıyor: okul fobisi geliştirmiyor, insanları yadırgamıyor, kardeşini kıskanmıyor, annesi işleri yetiştiremeyince ona yardım etmeye çalışıyor, empati yeteneği pek çok yetişkinden daha fazla gelişmiş oluyor... burdaki kilit sözcük güven. çocukla güvene dayalı bir ilişki kurmak, onu kontrol altına almaya çalışmadan, gerçekten adam yerine koyarak, -muş gibi yaparak değil. çocuklar her şeyin farkında.

bu yaklaşım her şeyin predictable olmasını isteyen, plancı programcı ebeveyne pek uymayabilir ama planlar programlar konu bebekse zaten genellikle aksar ve insanların kendilerini gereksiz yere başarısız hissetmesine neden olur ve onları gergin hale getirir.

Öykü said...

aslında düşündüm de the baby book'u bebeğin fiziksel bakımını da içerdiği-Türkçe'ye A'dan Z'ye bebek bakımı diye çevirmişler ya,çok doğru-için kendi başına ayrı bir yere koymak gerekiyor galiba.çünkü diğer ikisi tam aynı kategoride değil gibi.belki onun yerine yine searslar'ın attachment parenting'ini alsak,yanına da the natural child ile unconditional parenting'i koysak,işte budur benim ilk üçüm :)

yasemin said...

teşekkürler :) the natural child'ı okumuştum, diğerine bi bakayım.

Isil Simsek said...

ben bu kitabin turkcesini Defne'ye hamileyken almistim,acik soyleyeyim,cevirisini hic begenmedim.Ingilizce olan super hatta kardesim hamile kaldiginda da ona bu kitabi hediye ettim :)bence de,bu konuda bir kitap secilecekse,bu kitaptir.
Yasemin,Natural Child da bende kalmis bu arada.

yasemin said...

ışıl, olsun, ben okudum zaten. bu arada senin de bende iki kitabın kaldı.

kitabın turkçesini benim de hiç gözüm tutmamıştı hatta bunun çevirisi olduğunu bile pek anlayamamıştım. kitabı elime alıp incelemedim hatta internet dışında bir yerde de görmedim ama kapak resmini falan özensiz görünce tahmin etmiştim çeviriden hayır gelmeyeceğini. bendeki başarılı çocuk'un çevirisi fena değil bu arada.

Anonymous said...

What's up colleagues, how is all, and what you would like to say on the topic of this post, in my view its truly awesome in favor of me.

My web page: walmart garden center