Monday, April 2, 2012

kütüphane, kütüphane!

yarın kütüphaneye gideceğim, geçenlerde kapalı olduğu için gidemediğim atatürk kitaplığı'na. rüya bu sırada babasıyla takılacak. onur her yıl film festivali döneminde, bir haftalık izin kullanır. bir zamanlar ben iki hafta izin alırdım, çocuklar yoktu o zaman ve ben festival zamanında istanbul'un hafta içi günlerinin tadını çıkarmaya bayılırdım. festivalde yarın benim günüm, salı günü onur'un. filmlere, rüya da okula başlayana kadar, günleri/seansları aramızda paylaşarak gideceğiz. zaten çocuklar yokken de ortak filmimiz pek az olurdu.

hava durumuna baktım da yarın hava berbat, salı harika. neyse ben de epeydir yapamadığım kitaplık ziyaretimi gerçekleştireceğim iki film arasındaki boş vaktimde.

kütüphane demişken; az önce köln'deki şu kütüphanenin haberini okudum da onun üzerine yazmak geldi aklıma. umarım biz de bizim buralarda kütüphanelerin yaygınlaştığı günleri görürüz.


Aldığınız kitabı okumak için 2 haftanız var. Herhangi bir zorlama yok. Başka kitaplarla birlikte geri de getirebilirsiniz, bir daha uğramayabilirsiniz de...




KÖLN - Almanya'nın Köln kentindeki şehir parkında okuma alışkanlığını yaygınlaştırmak amacıyla oluşturulan ve geçen yıl ''Fikir Ülkesi'' ödülüne değer görülen kütüphanede ne kitapların, ne de okuyucuların kaydı tutuluyor. Her şey iyi niyet ve gönüllülük esasına dayanıyor.
...
haberin tamamı için TIK

7 comments:

Selen said...

Atatürk Kitaplığı'na en son üniversitedeyken gitmiştim ben. Şaşmıştım hatta okula bu kadar yakın böyle bir kütüphane var da benim nasıl haberim yok diye. Benim yerime de gez oraları Yasemin, çok özledim Taksim'i Beyoğlu'nu... Bense yarın dişçide olacağım yoksa kesin atlar bir ekspres çift katlıya, gelirdim yanına :(

Nihal said...

bu akşam yorumları bekliyorum:)
Nihal

yasemin said...

selen aslında benim de taksim yerine dişçide olmam gerekirdi ama neyse. dişçi fobim var, takma dişlere doğru gidiyorum o yüzden.

nihal maalesef anlatacak pek bi şeyim yok. cmt-pazar iyiydi fakat pzt. evden büyük hevesle çıktım ve grip olarak döndüm. zaten pzt. sabahki film için de yanlış sinemaya gitmişim, film nişantaşı'ndaymış, bilete bakmadan beyoğlu'na gitmişim. şaşkınlık dizboyu. o gün tek filme gidip eve hasta döndüm akşamki filmimin biletini onur'a verdim, o da zaten çok istiyordu o filmi fakat nasıl olduysa giderken biletini yolda düşürmüş. geri döndü. hem yolda hem evde saatlerce bilet aradı ama yok, yok. işte yorumlar bu şekilde :)

yasemin said...

kitaplığa gittim ama en azından. şavkar altınel'in anı kitabını, ayrıntı'dan hayalkırıklığı diye bir kitabı ve john berger'in buluştuğumuz yer burası'yı aldım.

Nihal said...

epey maceralı bir gün olmuş, geçmiş olsun...
Nihal

NÜKHET said...

Yazdıklarınızı okuyunca kendimi düşündüm...Ben de festival zamanları izin alıp ,hafta içi günlerinin keyfini çıkararak film izlemeyi çok severdim.Şimdi iki yaşında kızım Yasemin var ,bu sene hiç düşünmedim bile gideyim diye..Eşim bir sürü filme bilet aldı.Hayatımı ertelediğimi hissediyorum..Değişmek lazım...)))

yasemin said...

nükhet, bence de :p eşinizle biletleri paylaşın, yarısına o gitsin, yarısına siz. bizde biraz onur çocuklarla kalıyor ben filme gidiyorum, biraz onur filme gidiyor. bu sene cem de 3 filme geliyor, bugün ilkine gittik, çok da güzeldi. hayat müşterek :p kızınızın ismi de çok güzel :-) sevgiler.