rüya'ya zorlu bir döneme girdik. cem'le de olmuştu aynısı bu yaşlardayken. öyle ki 5 dakika nefes alabilmek, anne dediğini duymadan bir fincan kahve içebilmek için bütün evi talan etmesine göz yumuyorum. kahveden sonra spor niyetine (spordan nefret ettiğimi söyledim, değil mi?), eğil kalk, yerlere saçtığı öte beriyi yerlerine yerleştirmeye çalışmakla geçiyor gün. ama o 5 dakika yok mu? kahve, yanında da sigara pencereden içilen; ah bir de şarjı bulsam da fonda bir müzik olsa ama yok, kaç gündür çıkmadı. çöpe mi attı, ne yaptıysa yok hala, ama umudum var, alakasız bir çekmeceden, bir yerlerden çıkar herhalde.
*
çocuklar tekinsizdir, annelerse uçurum;
olur olmaz düşülür
bitmemiş her sevişme
paslı bir iğne gibi doğrudan kalbe yürür
söz bitimi gibidir, odanın her köşesi
bir kuşatma büyütür
gece sona ermeden
peruk takan birini öpmezsem yaram büyür
*
peruk gibi hüzünlü hakkında
7 comments:
Yasemin, seni okurken Lorin ile hiç bir şeye yetişemediğim günleri hatırladım... Geçecek, zor ama geçecek de işte peki ipod un şarjı nerede? :)
belli değil :p şimdi geçsin istiyorum, çok yoruldum :/
off yasemin yapma yahu...2,5 sene sonra sen fink fink sokaklarda gezerken ben aynı şeyleri sana mı yazacağım....ühühühü
eeeee bunu sen kendin istedin nihal :p veya benden farklı olarak senin bir yardimcin olacak, ayrica annen var senin, onu da unutmayalım. benim gibi kaz başına değilsin koca şehirde. oysa ben yalnızım dostlarım, yalnızım yalnız.
sahnede mabel'i beraber izlemeye gidelim en kısa zamanda!
çok alakasız olacak ama bi de koray candemir'e gitsek. bir tek şarkısı yüzünden hayranı olmak üzereyim. bilmiyorum, belki de şarkı değildir sebebi :p
ipodun şarjı bulundu! onur kendi ipodunu şarj edecek diye işe götürmüş, sorduğumda bilmiyorum demişti :)
Post a Comment